Mustafa Kemal’in Çocukluk Dönemi ve Öğrenim Hayatı
Mustafa Kemal’in Çocukluk Dönemi ve Öğrenim Hayatı, konu anlatımı 8. Sınıf İnkılap Tarihi kitap ve ders notları kullanılarak derlenmiştir.
Mustafa Kemal’in Çocukluk Dönemi ve Öğrenim Hayatı
Selanik ve Mustafa Kemal
Mustafa, 1881’de Selânik’te Koca Kasım Mahallesi, Islahhane Caddesi’nde bulunan bir evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’dır. Anne ve baba tarafı Anadolu’dan Rumeli’ye göç eden Türkmen ailelerindendi. Babası, Selânik Aşakir-i Milliye Taburunda üsteğmen rütbesiyle görev yaptı. Daha sonra evkaf (vakıfar) katipliği ve rusumat (gümrük) memurluğu görevlerinde bulundu. Ali Rıza Efendi bir süre sonra memuriyetten ayrılarak kereste ve tuz ticaretiyle uğraştı. Zübeyde Hanım okuma ve yazma bilen kültürlü bir ev hanımıydı. Ali Rıza Efendi ve Zübeyde Hanım’ın evliliklerinden Fatma, Ahmet, Ömer, Mustafa, Makbule ve Naciye adlarında altı çocuğu oldu. Mustafa ve Makbule hariç diğer çocukları küçük yaşta hayatını kaybetti.
Mustafa’nın doğduğu ve çocukluğunun geçtiği Selânik, Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki gelişmiş şehirlerinden biriydi. İşlek bir limana sahip olmasının yanı sıra Avrupa’yla olan demir yolu bağlantısı, şehirde ticari ve ekonomik hayatı canlandırmıştı. Selânik, Osmanlı’nın Batı’ya açılan kapısı konumundaydı. Türklerle birlikte Rum, Sırp, Yunan, Bulgar ve Yahudi gibi farklı etnik ve dini kökenden gelen toplulukların birlikte yaşadığı bir şehirdi.
Selânik’te Türkçe, Rumca, Bulgarca ve İbranice yayımlanan resmi vilayet gazetesinin yanı sıra Avrupa’da çeşitli dillerde basılan gazete, dergi ve kitapları takip etme imkanı da vardı. Selânik şehrinin çok uluslu yapısı, zengin bir kültürel ortamın oluşmasını sağlamıştır. Bu ortam, Mustafa’nın farklı düşünce ve inançlara karşı saygılı olmasında, demokratik bir kişilik kazanmasında etkili olmuştur.
Mahalle Mektebi ve Şemsi Efendi Okulu
Mustafa’nın öğrenim hayatı Selânik, Manastır ve İstanbul’da geçti. Önce annesinin isteğiyle Selânik’teki mahalle mektebine başladı. Bu okula kısa bir süre devam ettikten sonra Selânik’te bulunan ve modern eğitim metotlarını uygulayan Şemsi Efendi Okuluna kaydoldu. Burada öğrenimine devam ederken babası Ali Rıza Efendi vefat etti. Babasının vefatı sırasında Mustafa’nın Makbule ve genç yaşta ölen Naciye olmak üzere kendinden küçük iki kız kardeşi bulunuyordu. Babalarını kaybetmeleri aileyi oldukça sarstı. Zübeyde Hanım, çocuklarını alarak Selânik yakınlarındaki kardeşi Hüseyin Ağa’nın kahyalık yaptığı çiftliğe gitti. Mustafa burada köy hayatıyla tanıştı. Çiftlik işlerinde dayısına yardımcı oldu. Bu süreçte Mustafa’nın öğrenim hayatı bir süre kesintiye uğradı. Oğlunun eğitiminin aksamasından endişe duyan Zübeyde Hanım, onu Selânik’e teyzesinin yanına gönderdi. Mustafa, Selânik Mülkiye Rüştiyesine kaydoldu.
Çocukluğuma dair ilk hatırladığım şey, mektebe gitmek meselesine aittir. Bundan dolayı annemle babam arasında şiddetli bir mücadele vardı. Annem, ilahilerle mektebe başlamamı ve mahalle mektebine gitmemi istiyordu. Rusumatta (gümrük) memur olan babam, o zaman yeni açılan Şemsi Efendi’nin mektebine devam etmeme ve yeni usul üzerine okumama taraftardı. Nihayet, babam işi ustalıkla halletti. Evvela mahalle mektebine başladım. Bu suretle annemin gönlü yapılmış oldu. Birkaç gün sonra da mahalle mektebinden çıktım. Şemsi Efendi’nin mektebine kaydedildim.”
(A. Emin Yalman,”Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa ile Bir Mülakat” )
Selanik Mülkiye Rüştiyesi
Mülkiye Rüştiyeleri ve Askeri Rüştiyeler, ilk olarak Padişah II. Mahmut döneminde İstanbul’da açılan ve ortaokul seviyesinde eğitim veren kurumlardı. Rüştiyelerden mezun olanlar, o dönemde devletin idari birimleri de dahil olmak üzere çeşitli kurumlarda meslek sahibi oluyorlardı. İlk olarak Selânik Mülkiye Rüştiyesine kaydolan Mustafa burada eğitim görmekten pek memnun kalmadı ve bu okuldan ayrıldı. Çocukluk hayallerini gerçekleştirebilmenin ve çok sevdiği askerlik mesleğine girebilmenin yollarını aramaya başladı.
Çocukluğundan itibaren askerliğe büyük ilgi duyan ve bu mesleği yapmak için son derece istekli olan Mustafa’nın askerlikle ilgili hevesi, üniformalı subayları gördüğünde daha da artıyordu. Fakat Zübeyde Hanım oğlunun bu zor mesleği tercih etmesine karşı çıkıyordu. Onu bu düşüncesinden vazgeçirmek istiyordu. Askerlik mesleğini seçmekte kararlı olan Mustafa, Selânik Askeri Rüştiyesinin giriş sınavına katılmış ve sınavı kazanmıştı. Bu gelişme üzerine annesi de onun askeri okula gitmesine onay vermişti.
“Komşumuz Binbaşı Kadri Bey’di. Onun oğlu Ahmet askeri okula gidiyordu. Askeri mektep elbiseleri giyiyordu. Onu görünce ben de böyle elbiseler giymeye hevesleniyordum. Sokaklarda zabitler (subay) görüyordum. Onların derecesine varmak için takip edilmesi lazım gelen yolun askeri rüştiyeye girmek olduğunu anlıyordum. O sırada annem Selânik’e geldi. Askeri rüştiyeye girmek istediğimi söyledim. Annem askerlikten pek korkuyordu. Asker olmama şiddetle engel oluyordu. Kabul imtihanı zamanı gelince ona sezdirmeden kendi kendime askeri rüştiyeye imtihan verdim. Böylece anneme karşı bir emrivaki yaptım.”
(S. Süreyya Aydemir, “Tek Adam”, s. 52)
“Makbule Hanım’ın anlattığına göre ana oğul arasında bir tartışma başlıyor. Zübeyde Hanım ‘Ben seni asker yapamam. Baban gibi tüccar yapacağım’ diyor. Mustafa ısrarla ‘Ben mutlak asker olacağım. Omzumda basma topu taşıyamam’ diye çıkışıyor ve ayak diriyor. Fakat fayda etmiyor, annesi resmi evrakı mühürlemeyeceğini söylüyor…”
(D. Genç Acar, “Makbule Atadan’ın Atatürk’e İlişkin Anlattıkları Üzerine Bir Basın Taraması”, s. 1099)
Selanik Askeri Rüştiyesi
Mustafa, 1893 yılında Selânik Askeri Rüştiyesine girdi. Okula kısa sürede alıştı ve öğretmenlerini sevdi. Arkadaşları arasında zekası ve üstün yetenekleri ile on plana çıktı. Onun bu meziyetleri Matematik Öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Bey’in dikkatini çekti. Öğretmeni, ona duyduğu sevgiden ve onun olgun kişiliğinden dolayı “Kemal” adını verdi. İşte o zamandan başlayarak küçük askeri rüştiyeli, “Mustafa Kemal” olarak anılmaya başlandı.
Mustafa Kemal’in kişiliğinin oluşmasında Matematik Öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Bey’in büyük katkısı olmuştur. Askeri Rüştiye öğrenimi sırasında, seçkin öğrencilere verilen sınıf çavuşluğu ve müzakerecilik gibi görevler de Mustafa Kemal’in başarısının ve özgüveninin artmasında etkili olmuştur. Selânik Askeri Rüştiyesinde, Mustafa Kemal’i takdir eden öğretmenlerinden biri de Fransızca Öğretmeni Yüzbaşı Nakiyuddin Bey’dir.
Manastır Askeri İdadisi
Mustafa Kemal, Askeri Rüştiyeden sonra idadı öğrenimine İstanbul’daki Kuleli Askeri İdadisi’nde devam etmek istiyordu. Fakat bu isteği gerçekleşmemiş ve Manastır’daki Askeri İdadiye kaydolmuştur.
Mustafa Kemal, Selânik Askeri Rüştiyesini bitirdikten sonra 1896’da Manastır Askeri İdadisine başladı. Bu okulda da matematik derslerindeki başarısıyla dikkat çekti. Ancak Fransızcası zayıftı. Fransızca öğretmeni, bu konuda Mustafa Kemal’e uyarılarda bulunuyordu. Bu uyarıları dikkate alan ve dil öğrenmenin meslek hayatı açısından öneminin farkında olan Mustafa Kemal, Selânik’te özel bir kursa devam ederek Fransızcasını ilerletmişti.
Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisinde geleceğin ünlü hatip ve şairi Ömer Naci ile tanıştı ve arkadaş oldu. Ömer Naci, Mustafa Kemal’e Tevfk Fikret’in ve Namık Kemal’in eserlerini tanıtmış ve sevdirmiştir. Yakın arkadaşı Ali Fethi’nin (Okyar) Fransızcaya hâkimiyeti oldukça ileri bir seviyedeydi. Onun aracılığıyla Rousseau, Voltaire ve Montesquieu gibi Aydınlanma Çağı Fransız düşünürlerin eserleriyle tanıştı.
Mustafa Kemal, vatan ve millet sevgisinin oluşmasında Namık Kemal’den; hak, adalet ve özgürlük kavramlarında Tevfk Fikret’ten; Türk milliyetçiliği duygusunda Ziya Gökalp’ten; millî kültür, millî birlik ve beraberlik konularında ise Mehmet Emin’den (Yurdakul) etkilenmişti. Ayrıca Aydınlanma Çağı düşünürlerinin eserlerini okuyarak demokrasi, millî egemenlik, özgürlük, eşitlik, hukukun üstünlüğü gibi kavramları öğrenme fırsatı bulmuştur.
İdadı öğrenciliği sırasında Mustafa Kemal’in ilgi alanına matematik, yabancı dil ve hitabetin yanı sıra özellikle Türk tarihi girdi. Tarih Öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfk Bey, Mustafa Kemal’in tarihe olan ilgisinin artmasında ve millî benliğinin oluşmasında etkili oldu. Kasım 1898’de Manastır Askeri İdadisini başarı ile bitiren Mustafa Kemal’i, İstanbul’da zorlu bir Harp Okulu eğitimi bekliyordu.
Manastır Askeri İdadisi Hitabet Öğretmeni Mehmet Asim Efendi, edebiyata ilgi duyan Mustafa Kemal’in askeri yeteneğini sezmiş ve bu yönünü daha fazla geliştirmesi için onu teşvik etmiştir.
İstanbul Harp Okulu ve Harp Akademisi
Manastır Askeri İdadisini başarı ile bitiren Mustafa Kemal, 1899’da İstanbul Harp Okuluna girdi. Öğrenimi sırasında sevdiği ve yetişmesinde etkili olan öğretmenlerin başında Yüzbaşı Naci (Eldeniz) Bey gelmekteydi. Fransızca Öğretmeni Necip Asım Bey de Mustafa Kemal’in üzerinde iz bırakan öğretmenlerdendi.
Harp Okulunun ikinci ve üçüncü sınıfarinda derslerine daha dikkatle çalışan Mustafa Kemal, 1902’de teğmen rütbesiyle Harp Okulundan mezun oldu ve aynı yıl Harp Akademisine girdi. Burada üç yıl devam eden eğitiminde daha yetkin öğretmenlerden dersler aldı. Bunlar arasında Topçu Feriki (Tümgeneral) Ahmet Muhtar Paşa, Kurmay Binbaşı Refk Bey gibi isimler vardı.
Harp Akademisi öğrenimi sırasında derslerinde başarılı, siyasi faaliyetlerde aktif olan Mustafa Kemal, yakın arkadaşı Ali Fuat (Cebesoy) ile birlikte İstanbul’un sosyal hayatı içine de girdi. Harp Akademisindeki eğitimini tamamlayan Mustafa Kemal, 1905 yılında kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu.