İstanbul’un Fethi’nin Siyasi Sonuçları
İstanbul’un fethi Türk tarihi olduğu kadar dünya tarihi açısından da önemli bir olaydır. Bu fetihle birlikte bin yıldan fazla bir süredir hayatını sürdürmekte olan Doğu Roma İmparatorluğu tarihe karışırken Osmanlı Devleti açısından yeni bir dönemin kapıları açılmıştır.
İstanbul’un alınmasını takip eden dönemde Osmanlı Devleti, siyasi ve ekonomik anlamda gücünü giderek artırmış ve 16. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Akdeniz havzasının tartışılmaz hakimi olarak dünya siyasetinin önde gelen aktörü haline gelmiştir. İstanbul’un fethi dendiğinde Fatih Sultan Mehmet ile birlikte anılan isimlerin başında asıl adı Muhammed olan Akşemseddin gelmektedir.
Fethi konu edinen eserler incelendiğinde, Akşemseddin’e ilişkin birbirinden farklı iki anlatımı ayırt etmek mümkündür. Akşemseddin’i fethi önceden haber veren ve kuşatma esnasında askerin maneviyatını artıran faaliyetlerde bulunan dinen ulu bir şahsiyet olarak ön plana çıkaran anlatım, onu doğaüstü bir konuma yerleştirmekte ve böylece fetih sürecinde yapıp ettiklerinin akılla kavranamayacağına göndermede bulunmaktadır. Bu anlatım bilimsel olmaktan ziyade metafizik içeriğiyle ön plana çıkmaktadır.