Ekolojik ayak izi nedir? Nasıl hesaplanır?
Ekolojik ayak izi, belirli bir nüfusun doğaya yükünü hesaplamak için oluşturulmuş olan bir yöntemdir. Bir diğer ifade ile Ekolojik Ayak İzi, insanların kullandığı yenilenebilir kaynakları sağlayabilmek için gereken, biyolojik olarak verimli toprak ve suyun bulunduğu alanı hesaplar.
Dünyada üretim yapılabilen alanların, dünyada yaşayan nüfusa oranlandığında bir değer ortaya çıkar. Bu değer bir insanın beslenmesini, barınmasını, ısınmasını sağlayan ve oluşan atıkları etkisiz hale getiren kara ve deniz alanlarıdır. Başka bir ifadeyle bir kişinin ortalama ekolojik ayak izidir. Bu terim aynı zamanda doğanın geri dönüşüm ve yenilenebilirlik kapasitesini ölçmede veya dünyanın bize yetmeme durumunu hesaplamada kullanılır. İnsanın yeryüzü kaynaklarını tüketme hızı ile doğal çevrenin sağlıklı veya sağlıksız olma derecesi arasındaki ilişkiyi ortaya koyar. Bu ifade aynı anda insanın çevre problemlerindeki payının ne olduğunu ve çözüm için “Ne yapabilirim?” sorularını gündemimize taşıyan bir kavramdır.
Ekolojik ayak izinin hesaplanmasında temel alınan ölçüt, bir insanın günlük hayatta doğal kaynakları kullanma derecesidir. Bu oran, bir insanın beslenme, barınma, ulaşım harcamaları, çevreye bıraktığı atıklar ve bunları geri dönüştürme yüzdesi ile yaptığı tüketimlerin ne ölçüde israf sınırını aştığı hesaplanarak bulunur. Bu şekilde, insan başına düşen serbest kalmış karbon miktarı, bırakılan atık, tüketilen su, gıda üretimi için kullanılan arazi miktarı gibi, doğal kaynakların ne kadar kullanıldığını gösteren rakamlara ulaşılır. Örneğin günde 1 ekmek (250 g) tüketen kişinin, yılda yiyeceği 91 kg ekmek için ne kadar alana tahıl ekimi yapılmalıdır, giydiği elbiselerindeki pamuk için ne kadar alana pamuk ekilmelidir? Yediği sebzeler için ne kadar yer ayrılmalıdır? İçtiği kahve ve çay için ne kadarlık alan gerekir? İçtiği su ne kadar alandan temin edilmektedir? Ciğerlerine her hava çekişinde aldığı oksijen için ne kadar bitki örtüsü ve orman gereklidir? Çöplerinin yok edilmesi için ne kadar bir alan kullanılmaktadır? Kısacası, bütün bu hayâti ihtiyaçların temin edildiği dünyaya bir kişinin ortalama toplam maliyeti ne kadardır? Başka bir örnek verecek olursak, ortalama bir kişinin aşağıdaki ölçülerle hayatını devam ettirdiğini varsayalım:
- Haftada iki-üç defa hayvani gıdalarla beslenme (et, süt, balık vb.),
- Tüketilen besinlerin üçte birini paketlenmiş, ithal veya işleme tâbi tutulmuş şekilde satın alma,
- Komşularla hemen hemen aynı taşınmaz eşyaya ve çöpe sahip olma, 90-120 m2’lik bir apartman dairesini dört kişi paylaşma ve evde elektrik kullanma, doğalgazla ısınma,
- Haftada 50-150 km arasında otomobil kullanma, motosiklet, bisiklet veya toplu taşıma aracı kullanmama,
- Bir yıl boyunca tren veya uçakla seyahat etmeme.
Bu kişinin ekolojik ayak izi bu durumda 4,6 ha (hektar) olarak hesaplanmaktadır, yani bu dünya bu kişiye yetmemekte, yaklaşık 2.3 dünya gerekmektedir.
Ekolojik ayak izini oluşturan etmenleri hava, su, gıda (işlenmiş gıda, hayvansal veya bitkisel gıdalar), enerji, yakıt (doğalgaz, kömür gibi fosil yakıtlar), sera gazları, atıklar (organik atıklar, katı atıklar, tehlikeli atıklar..vs) şeklinde sıralayabiliriz.
Gıda üretimi için yapılan işlemler, enerji elde etmek için yapılan faaliyetler, barınma ve ulaşım ihtiyacı için yapılan tüm faaliyetler ve bu faaliyetler sonucu ortaya çıkan atıklar…. Oluşan hava, su, toprak kirliliği; ekolojik ayak izimizi büyüten etmenlerdir. Bu etmenleri biraz daha yakından tanıyalım.
Sera gazları; kloroflorokarbon (CFC) gazları, karbondioksit (CO2), metan (CH4), diazot monoksit (N2O) gibi gazlara verilen genel bir isimdir. İnsan eliyle oluşabildiği gibi doğal yollarla da oluşabilmektedir. Atmosfere karışan karbondioksitin %80–85’i fosil yakıtlardan, %15-20’si de canlıların solunumundan ve mikroskobik canlıların organik maddeleri ayrıştırmasından kaynaklanmaktadır. Sera gazlarının yapay yollarla oluşumunu şu şekilde de sıralayabiliriz:
- Fosil yakıtların yakılması (enerji ve çevrim),
- Sanayi (enerji ilişkili; kimyasal süreçler ve çimento üretimi, vb. enerji dısı),
- Ulaştırma,
- Arazi kullanımı değişikliği,
- Katı atık yönetimi,
- Tarımsal (enerji ilişkili; anız yakma, çeltik üretimi, hayvancılık ve gübreleme vb. enerji dışı) etkinlikler
Bir yandan fosil yakıt kullanımının hızla artışı, öte yandan fotosentez için tonlarca karbondioksit harcayan ormanların tahrip edilmesi, atmosferdeki karbondioksit miktarını son 160 bin yılın en yüksek düzeyine ulaştırmıştır.
Atıklar
Üreticisi tarafından artık kullanılmaz, işe yaramaz veya tehlike oluşturduğuna inanılan ve yok edilmesi gereken tüm maddelere atık denir.Atıklar; evsel atıklar, tıbbi atıklar, inşaat atıkları, pil ve akümülatörler, organik atıklar, iri atıklar, pazar atıkları, sanayi atıkları, lastik ve yağ atıkları, tehlikeli atıklar (kimyasal, nükleer vb.) şeklinde sınıflandırılabilir.
İnsanoğlu yüzyıllardan beri hayatı kolaylaştırmaya ve yaşam kalitesini artırmaya çalışmaktadır. Bu amacı gerçekleştirmek için üretilen yapay (sentetik) maddeler, modern toplumların yaşamında önemli bir yer tutmaktadır. Dünyamız bir bakıma kimyasal madde deposu gibidir. Bilinen milyonlarca kimyasal maddenin günlük kullanımda olan madde sayısı 70 bin dolayındadır. Her sekiz saatte bir yeni bir kimyasal madde daha insanoğlunun kullanımına sunulmaktadır.
Bu maddeler bir yandan günlük yaşantımızı kolaylaştırırken diğer yandan yarattığı çevre ve sağlık sorunları ile insanlığı tehdit etmektedir. Hızlı ve bilinçsiz sanayileşmenin yarattığı bu sorunlar son yıllarda artmış ve çevre kirlenmesinin en önemli nedenleri arasına girmiştir. Çevre kirlenmesi plansız sanayileşme ile sınırlı kalmamaktadır. Günümüzde fabrikalarda ve evlerde yüz binlerce ton atık ortaya çıkıyor. Bunların doğaya ve çevreye zarar vermeden yok edilmesi ya da mümkünse geri kazanılması gerekmektedir. Bazı atık türlerine kısaca bakalım.
1) Evsel Atıklar
Bu atıklar çoğunlukla sıkıştırmalı kamyonlar veya diğer araçlarla konteynerler vasıtası ile toplanan atık türleridir. Konutlardan kaynaklanan, içinde organik atıkların(sebze, meyve atıkları) yanında her türlü tüketim malzemelerini (kağıt, mukavva, metal, plastik gibi geri kazanabilir maddeleri) ve problemli atıkları (floresan lamba, ampul, pil, boya artıkları) içeren atıklardır.
2) Tıbbi Atıklar
Hastane, klinik gibi sağlık kuruluşlarından kaynaklanan, bulaşıcı, hastalık yapıcı, kesici, delici aletler, süresi dolmuş ilaçlar, kanserojen maddeler ve diğer atıklardır. Tıbbi atıklar evsel atıklardan ayrı olarak toplanması gerekmektedir.
3) Tehlikeli Atıklar
Genellikle türü, doğası ve miktarı gereği insan sağlığı, hava veya su kalitesi üzerinde risk teşkil eden, patlayıcı veya yanıcı özellikli, bulaşıcı hastalık yaratan mikropların gelişmesine elverişli atıklardır. Kimyasal ve nükleer atıklar tehlikeli atıklar sınıfında yer almaktadır.
Tehlikeli atıklar, katı atıklarla birlikte yok edilemedikleri gibi normal şehir çöplüklerinde de yok edilemezler. Bu atıklar zehir ve kanser yapıcı maddeler ihtiva ettiklerinden canlı genetiğinde değişikliğe sebep olabilen zararlı atıklardır. Diğer taraftan tehlikeli atıklar ağır metaller, radyoaktif maddeler içerebilirler. Bunların diğer atık türlerinden farklı olarak özel işlemlere tutulmaları gerekir. Peki, bu özel işlemler neler olabilir? Tehlikeli atıklar nasıl yok edilebilir?
Tehlikeli Atıkların Yok Edilmesi
Uygun arıtma, depolama, taşıma yapılmadığı ve etkisiz hâle getirilmediği takdirde insanların ölümüne, yaralanmasına ve hastalıklara ya da çevrenin yok olmasına neden olabilecek katı, sıvı ve gaz atıklar tehlikeli atıklar olarak adlandırılır.
Tehlikeli atıklar evsel atıkları ile karıştırılmaması gerekmektedir. Ayrıca bu atıkların değerlendirilmesi ile ilgilenen personelin düzenli olarak eğitimden ve sağlık kontrolünden geçirilmesi gerekmektedir.
Tehlikeli atıkların bertaraf edileceği tesislerin yatırım maliyetleri ve işletme giderleri oldukça yüksektir. Bu yüzden en iyisi tehlikeli atık üretmemektir. Bu mümkün değilse atık üretimini en alt seviyede tutmak gerekir. Oluşan tehlikeli atıkları değerlendirmek için aşağıdaki yollar sırayla uygulanır:
- Tıbbi ve tehlikeli atıklar, özel atık yakma tesislerinde ya da Bakanlığın izni dahilinde, çevreye zarar verilmeden, gereken tedbirlerin alınmasıyla uygun şartlarda çimento fabrikalarında da yakılabilir. Ancak bazı tehlikeli atıkların yakılması da uygun değildir. Çünkü yakma sonucu salınan gazlar havayı kirlettiği gibi solunum yoluyla da canlıların hayatını tehlikeye sokabilir.
- Tehlikeli atıklar fabrika sınırları içinde tesis ve binalardan uzakta beton saha üzerine yerleştirilmiş sağlam, sızdırmaz, emniyetli ve uluslararası kabul görmüş standartlara uygun konteynırlar içerisinde geçici olarak depolanır. Bu konteynırların üzerinde tehlikeli atık ibaresi bulunur. Depolanan maddenin miktarı ve depolama tarihi konteynırlar üzerinde belirtilmelidir. Konteynırların hasar görmesi durumunda atıklar, aynı özellikleri taşıyan başka bir konteynıra aktarılmalı, konteynırların devamlı kapalı kalmasını sağlanmalı ve atıklar kimyasal tepkimeye girmeyecek şekilde depolanmalıdır.
Kendi ekolojik ayak izini hesaplama
Ekolojik ayak izimizi hesaplarken aşağıdaki kriterler dikkat alınmaktadır:
- Solunum için gerekli olan hava, temiz su, gıda, ısınma soğutma,
- Hareket edebilmek için ihtiyaç duyulan enerji, tüketilen ağaç ürünleri,
- Yaşam alanlarının (evler, sanayi siteleri, yurtlar vb. gibi) kurulması için tüketilen kaynaklar,
- Tüketim sonucunda oluşan atıklar (sera gazları, organik atıklar, katı atıklar vb.).
Kendi ekolojik ayak izimizi hesaplamak için İnternet’ten yararlanabiliriz bunun için WWF (World Wide Fund for Nature / Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından oluşturulmuş olan https://www.footprintcalculator.org/ sitesini ziyaret edebiliriz.
Tüm bu bileşenler ekolojik ayak izimizi oluşturmaktadır. Ne kadar çok tüketirsek ekolojik ayak izimiz o kadar büyük olacaktır. Ekolojik ayak izimizi hesaplamak için aşağıda verilen anketten yararlanabiliriz. Elde ettiğimiz sonuç bize yaklaşık olarak ekolojik ayak izimizi belirtmektedir.
Ekolojik ayak izinizi hesaplayın
Ekolojik ayak izinizi hesaplamak için; aşağıdaki anket sorularına vereceğiniz her cevabın puansal karşılığı var bu nedenle cevaplarınızı not etmeyi unutmayınız. Cevaplarınızın puansal karşılıkları anket sonunda mevcuttur.
Sonrasında çıkan rakamları toplayıp 16’ya bölelim. Çıkan rakam şu andaki alışkanlıklarımızla kaç tane Dünya’ya ihtiyacımız olduğunu gösterir.
1- Bitkisel besinleri (tahıl, meyve, sebze) hangi sıklıkta tüketiyorsunuz?
- A- Nadiren (her gün az miktarda)
- B- Bazen (her öğünde bir miktar)
- C- Sık sık (her öğünün yarısında)
- D- Çok sık (vejetaryen)
2- Hangi sıklıkta tavuk eti tüketiyorsunuz?
- A- Nadiren(haftada bir kez)
- B- Bazen (neredeyse her gün)
- C- Sık sık (günde bir veya iki kez)
- D- Çok sık (her öğünde)
3- Hangi sıklıkta kırmızı et tüketiyorsunuz?
- A- Nadiren (haftada bir kez)
- B- Bazen (neredeyse her gün)
- C- Sık sık (günde bir veya iki kez)
- D- Çok sık (her öğünde)
4- Hangi sıklıkta balık eti tüketiyorsunuz?
- A- Nadiren (haftada bir kez)
- B- Bazen (neredeyse her gün)
- C- Sık sık (günde bir veya iki kez)
- D- Çok sık (her öğünde)
5- Hangi sıklıkta süt, süt ürünleri ve yumurta tüketiyorsunuz?
- A- Nadiren (haftada bir kez)
- B- Bazen (neredeyse her gün)
- C- Sık sık (günde bir veya iki kez)
- D- Çok sık (her öğünde)
6- Evinizin dekorasyonu ve bakımı için aylık ne kadar para harcıyorsunuz?
- A- 40 TL’den az
- B- 40-80 TL
- C- 80-120
- D- 120-160 TL
7- Giyim için aylık ne kadar para harcıyorsunuz?
- A- 40 TL’den az
- B- 40-80 TL
- C- 80-120
- D- 120-160 TL
8- Sanatsal ve kültürel faaliyetler için aylık ne kadar para harcıyorsunuz?
- A- 15 TL’den az
- B- 15-30 TL
- C- 31-45 TL
- D- 45 TL’den daha fazla
9- Evinizde kaç kişi yaşıyor?
- A- 1-3
- B- 3-6
- C- 6-9
- D- 9 ve üstü
10- Isınmak için ne tür bir yakıt kullanıyorsunuz?
- A- Doğalgaz
- B- Odun
- C- Kömür
- D- Mazot /akaryakıt
11- Kullandığınız enerjinin ne kadarı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor?
- A- %75’ten fazlası
- B- %50-%25 arası
- C- %25- %10 arası
- D- %10’dan azı
12- Yaşadığınız konutun büyüklüğü ne kadardır?
- A- 50 m2 den az
- B- 51-80 m2
- C- 81-100 m2
- D- 100 mm2
13- Aileniz ne çeşit bir araca sahip?
- A- Bir aracımız yok.
- B- Bir motosikletimiz var.
- C- 2 kapılı bir aracımız var.
- D- 4 kapılı bir aracımız var.
- E- Bir kamyonetimiz var.
14- Araçla haftada kaç km gidiyorsunuz?
- A- Araç kullanmıyorum
- B- 1-25 km
- C- 26-50 km
- D- 51- 75 km
- E- 100 km’den fazla
15- Tren ile bir yılda kaç km yol gidiyorsunuz?
- A- 1-75 km
- B- 76-150 km
- C- 151-250 km
- D- 250 km’den fazla
16- Uçakla bir yılda kaç saat yol gidiyorsunuz?
- A- İki saatten az
- B- 2 -4 saat
- C- 4-6 saat
- D- 6 saat’ten fazla
A: 1 puan B: 2 puan C: 3 puan D: 4 puan E: 5 puan
Doğal kaynak tüketimi
İnsanoğlu yaşamını devam ettirebilmek için beslenme, barınma ve ısınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Bu ihtiyaçlarını da doğadan temin etmektedir. Artan nüfusla birlikte tüketim talebi de artmıştır. Dünyanın kaynakları hızlı bir biçimde tükenirken yerine de büyük bir çöp yığını kalmaktadır. Modern dünyada tüketim alışkanlıkları da değişmiştir. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılamanın dışında pek çok alanda doğal kaynakları sınırsızcasına kullanmaktadır. Gıda, barınma, ısınma, ulaşım, giyim, aksesuar, kozmetik gibi pek çok alanda tüketim alışkanlıkları değişiklik göstermektedir. Kaynaklara ulaşım kolaylığı insanoğlunda kaynakların sınırsız olduğu duygusu oluşturmuş ve geleceğini düşünmeden tüketme alışkanlığına yönlendirmiştir. Her gün tonlarca ekmek çöpe atılmakta, pek çok kıyafet daha eskimeden yerine yenisi gelmekte ve insanlar kışın daha az yakıtla da ısınabilecekleri halde fazla fazla yakıt tüketebilmektedir. Yürüyerek gidebilecekleri mesafeye araçla gitmekte; toplu taşıma aracı veya bisiklet gibi motorsuz araçları kullanmamaktadır. Artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için gıda üretiminin de artması gerekmektedir. Ancak artan nüfus ile beraber aynı zamanda konut ihtiyacı da artmaktadır. Bu yüzden tarım için kullanılan alanlar yerleşim alanı olarak kullanılmaktadır. Bu durum da gıda üretimini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca giyinme ihtiyacı için kullanılacak kumaşın pamuğu da tarım yoluyla elde edilmektedir. Görüldüğü gibi tarım üretiminin zarar görmesi sadece gıda tüketimini etkilememektedir.
Elektrik üretiminde kullanılan su, soluduğumuz hava, sahip olduğumuz bitki örtüsü, tarım alanları birer doğal kaynaktır. Ancak bunların hızlı bir biçimde tüketilirken yerine aynı hızla yenisinin konmaması yakın gelecekte doğal kaynakların sonunu getirebilir.