Modernleşme ve küreselleşme nedir?
Sosyolojide modernleşme ve küreselleşme kavramları, genel bir ifadeyle toplumun yapısını oluşturan toplumsal ilişkiler ağının ve bunları belirleyen kurumların değişmesini ifade eden toplumsal değişme kavramından farklı olguları ve süreçleri açıklamak amacıyla kullanılmaktadır. Bu iki kavramın çeşitli yönleri vardır.
1- Modernleşme nedir?
“Modern”, yaşadığımız zamana ait ya da uygun demektir. Kelime eski Latincedeki “modernus” kelimesinden alınmıştır. Modernus ise “modo”dan türetilmiş bir kelimedir. Modo eski Latincede “hemen şimdi” demektir. Modern toplum “günümüzdeki toplum” demektir. Modernleşme ise eski zamanların toplum tipinden günümüzdeki toplum tipine doğru bir değişme anlamına gelir. Modernleşme, Batılı sosyologlar tarafından “bütün gelişmekte olan toplumların Batı toplumlarına benzer aşamalardan geçecekleri” anlayışından hareketle oluşturulmuş bir kavramdır. Bu nedenle modernleşme ve Batılılaşma ortak anlamlara işaret eder.
Modernlik, “ekonomik, politik ve kültürel değişmedeki karmaşık süreçlerle karakterize edilen, yeni tipte bir toplumun ortaya çıkması” olarak da düşünülebilir. Bir başka deyişle modernlik terimi, on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda Batı Avrupa’da ortaya çıkan o zamandan bu yana Batı dışı dünyaya yayılan bir toplum biçimine karşılık gelmektedir.
Modernleşme esas itibarıyla on dokuzuncu yüzyıl ile birlikte gündelik hayatları düzenlemeye yönelen zamanla dünyada egemen ve etkili bir toplum modeli hâlini almıştır. Bu köklü değişim, toplumun yeniden örgütlenmesini ve yeni ilişkilerin oluşmasını içinde barındıran bir dönüşümdür.
Modernleşmeyle birlikte toplumsal yapının siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarındaki başlıca değişmeler şunlardır:
A. Ekonomik alanda modernleşme
Sanayileşmede, cansız güç kaynaklarının (buhar ya da elektrik gibi) kullanımına dayanan makineleşmiş üretimin ortaya çıkışı etkilidir. Sanayi toplumları (Kimi zaman modern ya da gelişmiş toplumlar olarak da adlandırılır.), daha önceki bütün toplumsal düzen türlerinden son derece farklıdır. Modern sanayi toplumlarıyla birlikte tarım ve madenden çok endüstri, ticaret ve hizmet sektörü ağırlık kazanmıştır. Ayrıca modernleşme, ekonomik bakımdan mal, iş gücü ve para piyasalarının gelişmesi demektir. Küçük ölçekli aile şirketlerindeki ve fabrikalardaki sınırlı imalat ve yerel ticaret şirketleriyle bankalar merkezîleşmiş, bürokratikleşmiş büyük üretim ve ticaret örgütlenmeleri hâline dönüşür. Modern toplumlarda çalışma, insanların uzmanlaştığı çok sayıda mesleğe bölünmüş durumdadır.
B. Siyasi alanda modernleşme
Modern toplumla birlikte siyasal gücün kapsamı genişler ve iktidar merkezî otoritenin elinde yoğunlaşır. Potansiyel güç, toplum içinde daha büyük gruplara doğru yaygınlaşır ve sonunda bütün yetişkin vatandaşları kapsamına alır. Siyasal rejim demokratiktir, yani halka dayanır. Modern siyasal sistem bir anlamda Batı toplumlarında yaygın olan demokratik sisteme ve devlet örgütlenmesine dayanır.
C. Kültürel alanda modernleşme
Kitlesel eğitimin gelişmesiyle birlikte okuryazarlık artar ve eğitimin niteliği gelişir. Kısaca modern toplumda geleneksel kırsal tarım toplumu kültürünün modern kent sanayi toplumunun kültürüne dönüştüğü/dönüştürüldüğü görülür.
Cumhuriyetle birlikte ülkemizde modern dünyayla uyumlu olabilmek için halkın okuma yazma düzeyinin artırılmasına, kız çocuklarının eğitimine büyük önem verilmiştir.
2- Küreselleşme nedir?
Küreselleşme kavramı bir yandan dünya toplumlarının birbirine benzeme, buna bağlı olarak tek bir küresel kültürün ortaya çıkma süreci diğer yandan da toplulukların, toplumların kendi farklılıklarını tanımlama, ifade etme süreci anlamında kullanılmaktadır. Küreselleşme, ekonomik olarak büyük bir pazar hâline gelmiş olan dünyayı, bilgi ve iletişim teknolojilerini, popüler kültürü ve benzeri gelişmeleri akla getirmekte ve hayatın her alanını etkilemektedir. Küreselleşmenin politik boyutunu insan hakları ve liberal demokrasi, ekonomik boyutunu çok uluslu sermaye ve serbest piyasa ekonomisi oluşturmaktadır. Küreselleşmenin kültürel boyutunda ise farklı kültürel kimliklerin bir arada yaşaması anlayışı vardır. Öte yandan küresel kültür yerel kültüre nüfuz ederek küresel bir tek tipleştirmeye neden olmaktadır.
Küreselleşme olgusunun etki alanlarını beş farklı boyutta incelemek mümkündür. Bunlar; ekonomik, siyasi, sosyokültürel, coğrafi, ekolojik ve teknolojik küreselleşmedir.
A. Ekonomik etkileri
1970’li yıllar itibarıyla sermayenin küresel sistem içerisindeki hareketinin önemi giderek artmaya başlamıştır. Bu sistem değişikliğindeki temel aktörler uluslararası şirketler ve yabancı sermaye yatırımlarına dâhil olan uluslararası kuruluşlardır. Günümüzde ekonomik faaliyetler ulusal sınırları aşmıştır. Böylece çok uluslu şirketlerin dünya ekonomisindeki etkileri artmıştır. Şirketler üretimlerini dünyanın farklı ülkelerinde gerçekleştirmişlerdir. Dünya artık büyük ve ortak bir pazara dönüşmüştür.
Küreselleşmenin Türkiye’ye de büyük etkileri olmuştur. 1980’li yıllardan itibaren Türkiye’ye yapılan yabancı yatırımlar sürekli artmıştır.
Ülkeler arasında siyasal, kültürel, teknolojik bağların yanı sıra ekonomik bağlar ve iş birliğine dayalı oluşumlar da artmıştır. Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Para Fonu, Birleşmiş Milletler, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı, Uluslararası Ticaret Odası, Dünya Ekonomik Forumu, Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı, Dünya Bankası küresel oluşumlardır. Avrupa Birliği, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması, Güneydoğu Asya Uluslar Topluluğu, Afrika Birliği bölgesel oluşumlardır. Bu oluşumlar dışında dünya ekonomisine esas yön veren, ekonomisi güçlü devletlerin oluşturduğu özel ülke grupları vardır. Bu gruplardan gelişmiş ülkelerce oluşturulmuş en önemli uluslararası kuruluş, gelişmiş 8 ülkeyi temsil eden Sekizler Grubu’dur (G8). ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, Kanada, İtalya, Rusya G-8 grubunu oluşturmaktadır.
B. Siyasi etkileri
Dünya ekonomisi içerisinde sermayenin küreselleşmesiyle devlet egemenliği azalmaya başlamıştır. 1945’ten itibaren etkileri ve sayıları giderek artan Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar, bir yandan küresel bağların yoğunlaşmasına neden olurken bir yandan da ulus devletlerin karar alma süreçlerini etkilemiştir. Küresel dinamiklerin etkilerinin giderek artması iç ve dış politika ayrımını ortadan kaldırmıştır.
C. Kültürel etkileri
Küreselleşmenin bir diğer sonucu kültürel küreselleşmedir. Kültürel küreselleşme; dünyayı hızla aynı yiyecekleri yiyen, aynı markaları giyinen bir kültüre doğru sürüklemektedir. Kültürel küreselleşmenin hızlı bir şekilde yaşanmasındaki temel nedenlerden biri kitle iletişim araçlarının her geçen gün gelişmesi ve çoğalmasıdır.
Ç. Coğrafi ve ekolojik etkileri
Küreselleşmenin sonucunda teknolojide, iletişimde ve ulaşımda hızlı gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmeler insanlık için atılmış olumlu adımlar olsa da beraberinde ekolojik dengeyi bozacak değişmeleri de getirmiştir. Gelişmiş ülkeler az gelişmiş ülkelerin ham madde ve doğal kaynaklarından yararlanırken üretimden tüketime kadar tüm aşamalarda ortaya çıkan atıkları da bu ülkelere bırakmaktadır. Savaşlar da sadece ekolojik dengeyi bozmakla kalmamakta ülkelerin tarihî ve kültürel değerlerinin yitirilmesine neden olmaktadır.
Ulaşım ağının gelişmesiyle bulaşıcı hastalıkların, virüslerin, bakterilerin sınır tanımayarak dünyanın dört bir yerine ulaşması, bir yandan toplum sağlığını etkilerken bir yandan da yerel canlı türlerini tehdit etmektedir. Dünya nüfusundaki hızlı artış, buna bağlı olarak tüketimin artması, talepteki hızlı artış, gerek coğrafi gerekse yeni doğal kaynakların aranmasını gündeme getirmiştir. Öte yandan küresel iklim değişikliği bütün insanları etkileyen küresel bir sorundur.
D. Teknolojik etkileri
Teknolojik küreselleşme iletişim, ulaşım, güvenlik gibi alanlarda fiziki sınırı ortadan kaldırarak karşılıklı etkileşimi artırmış ve zaman, mekân, güç etkileşimini değiştirmiştir. Gelişmiş ülkelerin ürünlerini dünyanın dört bir yanında üretip pazarlaması, teknolojilerini o ülkelere götürmesi teknolojik küreselleşmenin bir sonucudur. İletişim ağının İnternet ve uydu teknolojileriyle gelişmesi insanlar arası karşılıklı etkileşimi artırmıştır.
Kaynak: 12. Sınıf Sosyoloji ders kitabı