Cümlenin Ögeleri, Örnekleri ve Konu Anlatımı
Çekimli bir fiil ya da ek fiille çekimlenmiş isim soylu bir sözcük cümlenin oluşumu için gereklidir. Bir cümleyi oluşturmak için bu iki unsurdan birinin özelliklerine sahip bir sözcük yeterlidir. Kelime gruplarının tespiti cümlenin ögelerini bulurken dikkat etmemiz gereken husustur. Aşağıdaki uyarı ve örneği inceleyiniz.
Uyarı: Cümlenin ögeleri kelime grupları olabilir. Bazen bir cümlenin hepsi yüklem olabilirken bazen özne ve yüklemden oluşabilir. Cümle ögelerine ayrılırken kelime grupları parçalanmaz. Bu kelime grupları sıfat tamlaması, isim tamlaması, birleşik filler ve kalıplaşmış ifadelerden oluşabilir.
Cümlenin Ögelerine Örnekler
- “Ayşe’nin de Cemal ile yanımda yüksek sesle ağladığını (sıfat tamlaması, nesne görevinde) duydum ve döndüm. Yüzü bir azap maskesine (sıfat tamlaması, dolaylı tümleç görevinde) benziyor, koyu yeşil gözlerinden yaşlar damla damla başlayarak ince billur bir gözyaşı sicimi uzun, siyah kirpiklerinin uçlarından yanaklarına akıyordu.
- Ah, beyaz ve güzel memleketim!(sıfat tamlaması, yüklem görevinde) Bu meydanda birçok imparator ve imparatoriçeler, en gürültülü alaylar, yarışlar, geçit törenleri yaptılar. Fakat bu beyaz meydanı bütün bir milletin gözyaşıyla hiçbir parlak alay, hiçbir Bizans ve Osmanlı görkemi kutlamadı. Yeni Türkiye’yi doğuran gizli ve tanrısal ruh (sıfat tamlaması-özne görevinde), bu töreni millete öğretti. Yoksa İzmir’in zümrüt yamaçları, altın meyveleri, bal akan bağları üzerinden geçen kan ve acı kasırgası burada mı tekerrür ediyor? (birleşik fiil- yüklem görevinde)
- Bir aralık kürsünün kenarında denizin dibinden gelir gibi sesler hasıl oldu (birleşik fiil-yüklem görevinde); havada öyle derin bir sükûn vardı ki bu gulguleyi canımız kulaklarımıza toplanmış gibi dinledik ve ak gökte bir vızıltı duyduk. Minarelerin üstünde (isim tamlaması-dolaylı tümleç görevinde) iki siyah tayyare dolaşıyordu. Fakat halkın duyduğu şey ölümden kuvvetliydi. Kimse ne başını kaldırdı ne de alakadar oldu.”
Yukarıdaki örneklerden de gözlemleyebildiğimiz gibi kelime grupları cümle içinde bölünmeden, cümlenin hangi ögesi olacağı aldığı eke ve işlevine göre belirlenir.
Cümlenin ögeleri kullanıldığı yere göre cümlenin anlamına katkıda bulunur. Türkçede normal bir cümle dizilimi Özne-nesne-tümleç-yüklem şeklinde yapılmaktadır.
Yazarlar ve şairler kelimelerle oynayarak cümlelerde farklı anlamlar ve yapılar oluştururlar. Vurgulanmak istenen öge yükleme yaklaştırılır.
Örnek
- “Alil askerlerin topun karşısında sükunla duran geniş, alil göğüsleri sarsılıyor, başları eğilmiş yüksek sesle ağlıyorlardı.”
Cümlede, ağlıyorlardı yüklem olarak kullanılmış, bu ağlamanın şiddeti vurgulanmak istendiği için yükleme yanaştırılmıştır. “yüksek sesle” kelime grubunu yazar başka yerde de kullanabilirdi ama anlamda istediğini yakalayamayabilirdi.
Diğer bir önemli öge yüklemin yeridir. Yüklem genellikle sonda bulunur. Ama yazar ve şairler bazen anlamı farklılaştırmak, zorlamak için yüklemin yerini değiştirebilirler. Devrik cümlelerle farklı anlamlar yakalarlar. Aşağıdaki şiirde yüklemlerin yeri değiştirilerek çeşitli anlamlar oluşturulmuştur. Aşağıdaki altı çizili yüklemleri inceleyiniz.
Örnek
- Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
- Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
- Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…
- Sular sarardı… Yüzün perde perde solmakta,
- Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…
- Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
- Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
- Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer
Atasözü Örnekleri
Yine atasözlerimizde bu durumu görmekteyiz. Aşağıdaki altı çizili yüklemleri inceleyiniz.
- Gülme komşuna, gelir başına.
- Sakla samanı, gelir zamanı.
- Besle kargayı, oysun gözünü.
İşi yapan özne, işten etkilenen nesne, işin yapılma zamanı (zarf tümleci), işin yapıldığı yer(dolaylı tümleç) yazarın yüklemek isteği anlama göre cümlede yer değiştirebilir. Metinleri incelerken ögelerin kullanım yerlerinin anlama katkısını tespit ediniz.
Cümlenin ögeleri, temel ögeler, yardımcı ögeler ve cümle dışı unsurlar olmak üzere üç temel grupta incelenir:
a. Temel Ögeler
Bir düşünceyi, bir dilek ya da duyguyu söz veya yazı ile anlatabilmek için en az iki öge gereklidir. Bunlar yüklem ve öznedir. Bunlara cümlenin temel ögeleri denir.
a.1. Yüklem
Cümlede yargıyı üzerinde taşıyan öge yüklemdir. Kılış, oluş ve durum yüklem tarafından karşılanır. Yüklem, cümlenin ana ögesidir. Diğer ögeler, yüklemin anlamını çeşitli bakımlardan tamamlamak üzere cümlede yer alır. Yüklem, ekle veya eksiz olarak yargı yüklenmiş bir fiil veya isimdir. Yüklem olmadan cümle de oluşmaz.
NOT: Yüklemi bulmak için herhangi bir soru yoktur. Fiiller ya da isim soylu sözcükler çekimlenerek bu görevi üstlenir. Yüklem bir sözcükten oluşabileceği gibi sözcük grubundan da oluşabilir.
Örnek
- Herkes hayvana, diye emir verdikten sonra elini uzattı, Ayşe’yi arabaya bindirdi. (Birden fazla olabilir.)
- Kalbi kırılmış dönen çocuğun ümitsizliği bana da sirayet etmişti. (Kelime grubu olabilir.)
- Bitti nihayet vedalar. (Hep sonda bulunmayabilir.)
- Fakat halkın duyduğu şey ölümden kuvvetliydi. (İsim kökenli olabilir.)
a.2. Özne
Yüklemin bildirdiği iş, oluş ya da durumu yapan veya cümledeki olayı karşılayan ögeye özne denir. Özne, cümlenin temel ögesidir; ancak her cümlede bulunmak zorunda değildir. Özne, fiil cümlelerinde işi yapandır. İsim cümlelerinde bir eylem bulunmadığı için özne, yüklemin bildirdiği durumda olandır. Özne, yükleme sorulan “kim, ne?” soruları ile bulunur. Ancak özellikle “ne” sorusu, nesneyi bulmak için de sorulduğundan, özne sorusunu yükleme “yapan kim, olan ne?” biçimlerinde sormamız daha doğru olur.
Örnek
- Katyuşa güzelliğiyle genç adamın ilgisini çekmiştir. (Özne tek bir kelimeden oluşabilir.)
- Şehre gitmeye karar veren Katyuşa çocuğunu kimsesiz çocuklar yurduna yerleştirir. (Özne kelime
- grubundan oluşabilir.)
- Ertesi gün Nehludov evden ayrılır. (Özne özel bir isimdir.)
- Bir hizmetli ona üç ruble getirip verdi. (Sıfat tamlaması özne görevindedir.)
Gizli Özne
Cümlede bir sözcük olarak bulunmayan, yüklemin çekiminden anlaşılan öznelere gizli özne denir.
Örnek
- Ne kürsünün üstündekileri seçebiliyor, ne de söylediklerini duyuyorduk. (biz)
- Askerlere doğru eğilmişti. (o)
b. Yardımcı Ögeler
Cümlenin yardımcı ögeleri nesne, dolaylı tümleç (yer tamlayıcısı), zarf tümlecidir (zarf tamlayıcısı).
b.1. Nesne
Nesne, cümlede öznenin yaptığı işten etkilenen ögedir. Nesne, sadece yüklemi geçişli olan fiil cümlelerinde vardır ve yükleme sorulan “ne, neyi, kimi?” sorularıyla bulunur. Nesneyi belirtili nesne ve belirtisiz nesne olmak üzere iki grupta incelemek mümkündür:
b.1.a. Belirtili Nesne
Yükleme sorulan “neyi, kimi?” sorularına cevap veren sözcük ya da sözcük gruplarıdır. Belirtili nesne durumundaki sözcük ya da sözcükler yükleme belirtme hâl ekiyle (-i) bağlanır. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili örnekleri inceleyiniz.
Örnek
- Bu maçı mutlaka izlemeliyim. (Neyi izlemeliyim?) (Nesne bir sıfat tamlamasıdır.)
cümlesinde “neyi” sorusuna cevap veren “bu maçı” sözü belirtili nesne olarak kullanılmıştır.
- Hakikaten sigarayı ve çörekleri getirdi. (Nesneler bağlaç ile bağlanabilir.)
- Katyuşa adamı itekledi. (Nesne tek kelime olabilir.)
- Bu arada ceza hukuku sistemindeki çarpıklıkları da görür. (Nesne bir kelime grubu olabilir.)
- Dilber de gizliden Celal’i sevmektedir. Mehtaplı bir gecede Celal, Dilber’e onu sevdiğini söyler.
b.1.b. Belirtisiz Nesne
“-i” belirtme hâl ekini almayan ve özneyi bulduktan sonra yükleme sorulan “ne?” sorusuna cevap veren sözcükler, belirtisiz nesne olur.
Örnek
- Adam bir çuval taşıyordu? (Ne taşıyordu?) (Kelime grubu belirtisiz nesne olmuştur.)
- cümlesinde yükleme sorulan “ne” sorusuna “bir çuval” cevabını alıyoruz. Bu sözcük yalın olarak kullanıldığından yani belirtme hâli eki almadığından belirtisiz nesnedir.
NOT: Cümlenin ögeleri bulunurken özne ve nesneyi karıştırmamak için önce yüklemi, sonra özneyi, daha sonra da nesneyi bulmalıyız.
b.2. Dolaylı Tümleç (Yer Tamlayıcısı)
Cümlede yaklaşma, bulunma, uzaklaşma bildiren, yüklemi yer anlamıyla tamamlayan ögedir. Yer tamlayıcısı “-e, -de, -den” ekleriyle oluşan sözcük veya sözcük gruplarıdır. Dolaylı tümleç, yükleme sorulan “kime, kimde, kimden; nereye, nerede, nereden; neye, neyde, neyden?” gibi sorularla bulunur.
Örnek
- Oğlunun bir halayıkla gönül ilişkisinin olmasını kaldıramaz ve Dilber’i gizlice esirciye satarak konaktan
- uzaklaştırır. (Ayrılma bildiren kelime dolaylı tümleç görevindedir.)
- İkisi de yataklarına girdiler. (Yönelme bildiren kelime dolaylı tümleç görevindedir.)
- Çaresaz ağlamaktan sözlerini tamamlayamaz ve anlatamaz bir hâlde parmağından bir yüzük çıkararak:
- (Ayrılma bildiren kelime dolaylı tümleç görevindedir.)
- Ancak kendisi inerken merdiven kırılır ve Cevher düşerek orada can verir. (Yer bildiren kelime dolaylı tümleç görevindedir.)
- Bihter’in nefti çarşafını giyer ve Behlül’ün yanına gider. (Kelime grubu dolaylı tümleç olmuştur.)
- Bütün bu sesler onun çevresinden geliyor. (Kelime grubu dolaylı tümleç olmuştur.)
- NOT: İsmin “-e, -de, -den” hâl eklerini alan her sözcük cümlede dolaylı tümleç görevinde bulunmaz. Bu ekleri alan sözcükler, cümlede zaman veya durum bildirirse, zarf tümleci olur.
b.3. Zarf Tümleci (Zarf Tamlayıcısı)
Yön, zaman, tarz, sebep, miktar, vasıta ve şart bildirerek yüklemi tamamlayan ve yükleme sorulan “ne zaman, nasıl, niçin, niye, neden, ne kadar, ne şekilde?” gibi sorulara cevap veren söz ya da söz öbekleri cümlede zarf tümleci (zarf tamlayıcısı) olarak kullanılır.
Örnek
- Üç arkadaş ve Ayşe, Kuvay-i Milliye’ye katılmak ve Kurtuluş Savaşı’nı desteklemek için Anadolu’ya geçerler. (Kelime grubu zarf tümleci görevindedir.)
- Peyami ile İhsan, içten içe Ayşe’yi sevmeye başlarlar. (Durum bildiren kelime zarf tümleci görevindedir.)
- Onu Ayşe ile beraber, büyük bir dikkatle söğüt dallarının üstüne yatırdık. (Kelime grubu tümleç olmuştur.)
- Başı ellerinde sarsıla sarsıla ağlıyordu. (Kelime grubu zarf tümleci olmuştur.)
- Kezban’ın gözlerindeki ateş bütün bütün tutuştu; onu, nefret ve şiddetle itti. (Kelime grubu zarf tümlecidir.)
- NOT: “Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri vb.” sözcükler, yalın hâlde kullanıldığında zarf tümlecidir. Ancak bu sözcükler isimlere eklenen hâl eklerini aldıklarında zarf tümleci olmaz, cümlenin farklı bir ögesi olur.
c. Cümle Dışı Unsurlar
Cümlenin kuruluşuna katılmayan, yani öge olmayan ve dolaylı olarak cümlenin anlamına yardımcı olan unsurlardır.
“Bağlaçlar, ünlemler, ünlem grupları, hitaplar, ara sözler” cümle kuruluşunun dışında kalan unsurlardır.
Örnek
- Lâkin vatandan ayrılışın ıstırabı zor. (bağlaç)
- Ulu mabet, seni ancak bu sabah –karanlıktan aydınlığa çıktığım gün– anlıyorum.