Sanat felsefesinin konusu ve problemleri
“Sanat felsefesinin konusu ve problemleri” konu anlatımı 10. sınıf Felsefe ders notları ve kitapları kullanılarak derlenmiştir.
Sanat Nedir?
Sanat, insan hayatının ayrılmaz bir parçasıdır. Eski dönemlerde insanların mağara duvarlarına çizdiği resimler; büyü, dinsel semboller gibi bazı anlamlar taşır fakat temelde insanın sanat eğiliminin bir tür dışa vurumudur.
Sanat, düşünce ve duyguların yetenek ve düş gücü kullanılarak yorumlanmasıdır. İnsanın güzellik amacıyla doğaya yönelmesi, onu yeniden ele alıp beğenisine uygun formlarda estetize etmesidir. Sanatçı kendine özgü bir duyuş, düşünüş ve hissedişi olan kişidir. Sanatçı bizim her gün gördüğümüz nesnelere ayrı bir biçim, renk ve musiki katan kişidir.
Sanatçı kimi zaman renkleri tuvale yansıtır, kimi zaman seslere musiki katar, kimi zaman taşa yahut mermere hayat verir. İçinde yaşadığımız şehirler geçmiş zamanda yaşamış büyük mimari ustalarının eserleriyle doludur.
Şehirlere üslup katan, biçim katan mimarlardır. Şairler, edebiyatçılar sanatın dilden dile dolaşan seslerini üretirler. Büyük ozanlar, usta şairler, dehasını eserlerinde kanatlandıran romancılar her milletin büyük simalarıdırlar.
Fuzuli, Baki, Nedim, Yunus Emre, Karacaoğlan, Yahya Kemal, Aşık Veysel, Neşet Ertaş önemli sanatkârlardır. Bir Anadolu kadınının dokuduğu kilim, halı; bir marangozun ahşaba canlılık veren emeği, Mardin’deki bir taş ustasının taşı bir minyatür gibi işlemesi de geleneksel sanatlarımızın örnekleridir.
Sanat Felsefesinin Konusu
Sanat felsefesi, sanatın ne olduğunu sorgulayan, sanatçının etkinliğini inceleyen felsefe dalıdır. Estetik, güzelliği konu edinir. Oysa sanat felsefesi sadece sanattaki güzelliği inceleme konusu yapar. Bu yönüyle estetik, sanat felsefesini de kapsayan daha geniş bir alandır. Sanat felsefesi, sanat eserinin biçimsel yönlerini, üslup ve işleniş biçimini, içerik ve detaylarını inceleme konusu yapar. İlgilendiği şey güzelliktir. Dolayısıyla sanat felsefesi, estetiğin bir alt dalıdır.
“Estetik” sözcüğü Grekçe “aısthesıs” sözcüğünden gelir. “Aısthesıs” sözcüğü duyum, duyulur algı anlamına, “aısthanesthaı” ise duygularla algılamak anlamına gelir. Estetik bu anlamda duyulur, algılanır ya da duyusallığın sağladığı bilgiyle ilgili bir felsefe dalı olarak düşünülür. Bu alanı kuran ve ona bu adı veren kişi A.G. Baumgarten’dır (Baumgartın).
Sanata dair farklı düşünceler, sanat kuramlarını ortaya çıkarmıştır. Bunlar; sanatı taklit olarak gören yaklaşım, sanatı oyun olarak gören yaklaşım ve sanatı yaratma olarak açıklayan yaklaşımdır.
Platon’a göre içinde yaşadığımız duyulur dünya gerçek dünya, olan ideaların kopyasıdır. Sanatçı nesneler dünyasındaki varlıkları kopyalar. Yani kopyanın kopyasını yapar. Bu nedenle sanat ile zanaat arasında bir fark yoktur. Aristoteles’e göre sanatçı doğayı taklit eder.
Ama olanları sadece oldukları gibi değil, olmaları gerektiği gibi yansıtabilmelidir. Bu bakımdan sanat ahlaksal bir yön taşır, insanlar, sanat yapıtları karşısında yoğun duygular yaşayarak ruhlarını arandırırlar (katharsis). F. Schiller’e göre sanat bir oyundur. Sanat ve oyun hayal gücüne dayanır, yarar amacı gütmez. Benedetto Croce’ye göre sanat, insanın diğer etkinliklerine benzemeyen çok özel bir etkinliktir. Sanat, manevi bir yaratmadır.
Güzel Nedir?
Sanat felsefesi ve estetiğin ortak konusu güzelliktir. O hâlde güzellik nedir? Güzelin nesnel, akla uygun bir yönü var mıdır, yoksa güzellik şahsi midir? Yani güzellik herkes için farklı mıdır? Bir şeyi güzel bulduğumuzda herkesin de onu güzel bulmasını bekleriz. Örneğin bir şiiri, filmi, resmi, fotoğraf veya romanı çok beğendiysek başkalarının da onu güzel bulmasını bekleriz. Bu noktada bir sanat eserini güzel kılan nedir? Sanat dışında da bağımsız bir güzellik var mıdır?
Filozoflar güzelliğin ortak bir biçim ve öze sahip olduğunu düşünmüşlerdir. Bu güzelliğin akla uygun tasarımını yapmaya çalışmışlardır. Örneğin Pythogoras evrenin özünün matematik olduğunu savunmuştur. Ona göre matematik denge ve ahenktir. Bu aynı zamanda güzeldir. Bu uyumu hissetmek ve onu müzikle dile getirmek sanattır. Müzik de matematik gibi uyum ve dengeye dayanır. Ritim, tını, ses uyumu müziğin temelidir.
Platon için güzellik güzel ideasına dayanır. Aristoteles için denge, uyum, simetri; Plotinos için Tanrısal bir yansımadır. Kant için karşılıksız hoşlanılan, objenin amacına uygunluğudur. Hegel’e göre ise mutlak varlığın (geist) dışa vurumudur.
Sanat Eseri
Sanat eseri; sanatçının estetik bir kaygıyla, güzeli amaçlayan tavırla biçimle, üslupla, kendine özgü bir tarzla dile getirmiş olduğu eserdir. Sanatın zanaattan temel farkı sanatın amacının para kazanma, işlevsellik, ticari bir kaygı olmamasıdır. Bu amaçla üretilen eserler ancak zanaat hükmünde olabilir.
Sanatın farklı türleri vardır. Aşağıdaki şemada sanat türleri gösterilmektedir.
Sanatı ve Sanatçıyı Etkileyen Etkenler
Sanat ve Duyarlılık
Sanat ve sanatçı yaşanılan toplumun bir aynasıdır. Sanatçı yaşadığı toplumun sorunlarından, acı ve dramlarından ayrı düşünülemez. Sanatçı bu yönüyle yaşayan bir vicdandır. İnsani duyarlılığı ile topluma yol gösterir.
Örneğin şehirlerin estetik çöküşüne duyarsız olamaz. Popüler kültürün gerçek sanat ürünlerini tüketmesine sessiz kalamaz. Kültürün tahrip edilmesine göz yumamaz. Dünya üzerinde haksızlık ve hukuksuzluğa duyarsız kalamaz. Sanatçı bu yönüyle suskun değil toplumun rehberi yani kılavuzudur.
İlgili Konular
- Felsefe Ders Notları
- Din Felsefesinin Konusu ve Problemleri
- Ahlak Felsefesinin Konusu ve Problemleri
- Varlık Felsefesinin Konusu ve Problemleri
- Sanat Felsefesinin Konusu ve Problemleri
- Hristiyan Felsefesinin Temel Özellikleri
- Bilgi Felsefesinin Konusu ve Problemleri
- 18 ve 19. Yüzyıl Felsefesinin Genel Özellikleri
- Siyaset Felsefesinin Konusu ve Problemleri
- Felsefi Soru Oluşturma
- Felsefenin İnsan ve Toplum Üzerinde ki Etkileri