Bilginin Değeri ve Güvenilirliği
Verilmiş olan doğru bilginin kesin ya da olası olup olmadığı ile ilgili soruların cevapları, bilgilerimizin kaynağı, sınırları, doğru bilginin ölçütleri ile ilgili bilgiler aslında bilginin değeri ve güvenilirliğine ilişkin soruların da cevabını vermektedir.
Bütün bunlara ilave olarak burada sadece bilginin değil bilgi kaynakları olarak kabul edilen kitap, dergi, gazete, sosyal medya, televizyon, genel ağdan elde edilen bilgilerin değeri ve güvenilirliği ele alınacaktır. Bunun için hangi kaynaktan olursa olsun bir bilginin hangi değerleri taşıması gerektiğinin öncelikle belirlenmesi önemlidir.
Bilginin Değeri
– Bilginin üç farklı anlamda değeri olduğu söylenebilir. Birincisi, yaşamsal değeridir. Bilgi yaşamı olanaklı kılar. Basit bir pusuladan tıp bilimi sayesinde ileri düzeye getirilmiş tedavi yöntemlerine kadar pek çok buluş insan türünü tehlikelerden koruma, yaşam süresini arttırma ve yaşamı niteliksel olarak iyileştirme amaçlarına hizmet etmektedir.
– İkincisi bilginin bize sağladığı pratik değerdir. Pragmatizm (faydacılık) olarak adlandırılan bu görüş bilgiyi, insanın çevresiyle ilişkisinde karşılaştığı sorunların çözümünde kullanılan yararlı bir araç olarak kabul eder. Aynı şekilde bilimsel yasa, kuram ve kavramlar da işe yarıyor ve sorunu çözüyorlarsa doğrudur. Örneğin, bir sporcunun sahip olduğu teknik bilgi onu yaptığı spor dalında başarılı kılıyor ve rakipleri karşısında kendisine avantaj sağlıyorsa o bilgi doğrudur ve aynı zamanda değerlidir.
– Üçüncüsü ise bilginin öz yani entellektüel değeridir. İnsanlar bilgiye araçsal değerinin ve yararının ötesinde sadece düşünsel olarak ‘kendisi için istenecek’ felsefi merak yüzünden de ilgi duyabilirler. Bilgi insanı belli bir dünya görüşü oluşturma,belli ilkelere göre düşünme, dünyaya belli verilere göre bakma imkânı verir. İnsanın anlama, anlamlandırma ve yorumlama isteği bilim, felsefe, sanat, din gibi üst düzey alanların oluşmasına neden olmuştur.
Bilginin Güvenilirliği
Bilimsel bilgiler hâlâ geleneksel yöntemlerle üretilen dergi, kitap vb. bilgi kaynaklarında bulunsa da dünya çapında bir kütüphane olarak kabul edilen genel ağ ortamında doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak gerçek olarak zordur çünkü web üzerinde yayınlanan bilgiler için herhangi bir üst kurul denetim mekanizması mevcut değildir.
Yüzlerce televizyon ve radyo kanalı, gazeteler, sayısız genel ağ siteleri her gün, her saat sağlık, eğitim, müzik, sinema, reklam, siyasal partiler, savaş ve çatışmalar gibi akla gelebilecek hemen her alanda sayısız haber yapmaktadır. Aynı konuda farklı ve çelişkili bilgiler değişik medya kuruluşlarında yer alabilmektedir. Hızlı ve anında paylaşım yoluyla tüm dünyayı dolaşan kaynağı belirsiz haberlerin, doğru olmayan bilgilerin, tahrip edilmiş ya da çeşitli tekniklerle değiştirilmiş görüntülerin, ülkelerin ya da dünyanın gündeminde çatışma ortamları doğurabilmesi, panik dalgaları oluşturabilmesi, toplumları karşı karşıya getirebilmesi olası sonuçlardan sadece bazıları olarak değerlendirilebilmektedir.
Medya araçlarının denetimsiz, aşırı bilgi bombardımanından, yarattıkları bilgi kirliliğinden korunmak için yapılması gereken birçok şey vardır. Öncelikle eleştirel bir bakış açısıyla medyayı doğru okumayı bilen bilinçli bir medya okur-yazarı olabilmek gerekir. Bilinçli medya okur-yazarlığı ile televizyondaki programlar, gazete ve dergide yayınlanan yazılar, sosyal medyada paylaşılan bilgiler karşısında bireylerin farkındalığını sağlamak amaçlanmaktadır.
Farkındalık kazanan birey medyanın kurgusal olduğunu, politik söylemleri olduğunu, belli bir ideolojiye ve belli bir ticari kaygıya sahip olduğunu bilerek medyanın dayatmalarının önüne geçebilir. Örneğin, gündüz sabah kuşağında yayınlanan bazı kadın programları ve bazı yarışma programları reality (gerçeklik) programları olarak yansıtılsa da hayal gücünün ürünüdür yani kurgusaldır ve hayal gücü ile gerçeklik birbirine zıt durumlardır.
Bir başka örnek ise ticari kaygıyla ve reklam amacıyla verildiği izlenimi uyandıran yukarıdaki haberdir. Haberde herhangi bir kaynak yer almamasına rağmen bir doktorun ağzından çıkabilecek cümlelere yer verilmiştir. Bir araştırma yapıldığına dair bir referans da haberde yer almamaktadır.
Eleştirel düşünen bir medya okur-yazarı dinlediği, gördüğü, okuduğu bilgilerin yaşamsal, pratik ya da entelektüel açıdan bir değeri olup olmadığını sorgular. Bu bilgilerin kendi sosyal, kültürel ve zihinsel gelişimine nasıl bir katkı sağlayacağına öncelik verir.
Medya aracılığı ile edindiği bilgilerde yanlış bilgilendirme, çarpıtma olabileceğini düşünerek bu bilgilerin doğruluğunu gösteren kanıtlar arar ve alternatif bilgi kaynaklarını tarar. Araştırdığı kaynakların bilimsel bir kuruldan geçip onay alıp almadığına dikkat eder.
Eleştirel bir bakış açısına sahip medya okur-yazarı için bilgiyi kimin yazdığı ve kimin yayınladığı, en son ne zaman güncellendiği, yayınlayanın tarafsızlığı, yazarın yazdığı konuya hâkim olma becerisi, alanında otorite olarak kabul edilmesi de önemlidir.
BİLGE İLE KÖPEK
Bir bilge, bir göletin başında oturmaktadır. Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktadır. Bu yüzden suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını göremediği için suyu içer.
O anda bilge düşünür: “Benim bundan öğrendiğim şu oldu” der. “Bir insanın istekleri ile arasındaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır.. Kendi içinde büyüttüğü engellerdir. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir.” Ama biraz daha düşününce aslında gerçek öğrendiği şeyin bundan farklı olduğunu görür.
Asıl öğrendiği şey, insanın bir bilge, büyük bir âlim bile olsa, bir köpekten dahi öğrenebileceği şeyler bulunduğudur.