Çevre sorunlarının doğal yaşam ve doğal denge üzerindeki etkileri
Yerel ve küresel anlamda tüm çevre sorunlarının doğal yaşam ve doğal denge üzerinde olumsuz etkileri vardır. Çevre sorunları birbirlerinden etkilenirler ve çoğu zaman birbirlerinin nedenleri ve sonuçları olurlar. Şimdi çevre sorunlarından bazılarının doğal yaşam ve doğal denge üzerindeki etkilerine bir göz atalım:
Su kaynaklarının azalmasının veya kirletilmesinin etkileri
Su, canlıların en önemli hayati doğal kaynaklarından biridir. Aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir gelecek için de en önemli kaynaklardandır. Küresel ısınma sonucu su kaynaklarının önemi giderek artmaktadır.
Su kaynaklarının tüketilmesi ve azalması özellikle kent hayatındaki yaşamı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum zaman zaman yaşanan su kesintileri vb. yollarla geçici olarak çözülmeye çalışılmaktadır. Su kaynaklarının kirletilmesi ile içme sularına karışan bir takım zehirli maddeler kolera, tifo gibi salgın hastalıkların nedenidir. Su kirliliği içme sularının kirlenmesine, çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına ve kolaylıkla yayılmasına neden olur. Su içerisinde yaşayan canlıların yaşamları tehlikeye girer ve su biyoçeşitliliği azalır. Ayrıca kirlenen denizler, göller ve akarsular ülke turizmini de olumsuz yönde etkileyecektir.
İklim değişikliğinin etkileri
İklim değişikliği sorunu temel küresel çevre problemlerindendir. Herhangi bir önlem alınmadığı takdirde tüm Dünya’da, küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle kurak ve yarı kurak alanlar artacaktır. Bu durum beraberinde ormansızlaşma, çölleşme ve erozyonu getirecektir.
Küresel ısınmanın devam etmesi durumunda aşırı hava olayları kendini gösterecektir. Bazı bölgelerde kasırga, sel görülebilirken bazı bölgelerde uzun süreli ve şiddetli sıcaklık değişimleri, çölleşme ve kuraklık olacaktır. Bölgelerde mevsimlik kar ve karla kaplı kalma süresi azalacak, buzullar eriyecek, deniz seviyesinde yükselmeler görülecektir. Bunların dışında iklim değişikliği, canlıların yaşam alanlarının değişmesi ve daralması bakımından tür kayıplarının hızlanması için de bir tehdit niteliğindedir. İklim değişikliği için herhangi bir önlem alınmadığı takdirde gelecek yüzyıllarda birçok canlı nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.
İklim değişiklikleri ile yaşanan sıcaklık değişimlerinden, toprağın yapısı da olumsuz yönde etkilenecektir. Bu durumda tarımsal üretimde değişimler olacak, yetişen bitki türleri ve ürünlerde artış ya da azalış gözlenecektir.
Biyolojik çeşitliliğin azalmasının etkileri
Biyoçeşitliliğin önemi geçmişten günümüze giderek artmaktadır. Buna karşın biyolojik çeşitlilik, insan kaynaklı (çevre kirliliği, küresel ısınma, iklim değişikliği, ormansızlaşma, çölleşme vb.) ve insan kaynaklı olmayan (erozyon, sel, çığ vb.) etmenlerle birleştiğinde hızla azalmaktadır.
Biyoçeşitlilik çevresel sistemin işleyişinin temelini oluşturur. Tüm türler birbirlerine doğrudan ya da dolaylı olarak bağlıdır ve birbirlerinden etkilenirler. Örneğin, bir yaşam bölgesinde bulunan yılanların sayısındaki azalma farelerin sayısında artışa neden olur. Bu birbirinden etkilenme durumu diğer tüm canlı türleri için de geçerlidir.
Biyoçeşitlilik insanların gıda, ilaç ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılaması açısından da önemlidir. Biyoçeşitliliğin azalması bu ihtiyaçların karşılanmasında zorluklara neden olur. Yapılan araştırmalar bugün ekilen tarım ürünlerinin çoğunun herhangi bir önlem alınmadığı takdirde gelecekte ekilemeyeceğini göstermiştir. Böyle bir durumun sonucu ise açlık ve yoksulluk olacaktır.
Ormansızlaşmanın etkileri
Ormanlar gıda ihtiyacını karşılama, odun/odun dışı hizmetler sunma, istihdam yaratma gibi faydalara sahiptir. Bunların yanında iklim değişikliğindeki rolünden su üretimine, erozyonun önlenmesinden canlılar için sağlıklı yaşam alanlarının sağlanmasına kadar çok önemli kamusal faydaları da vardır. İkinci olarak sıraladığımız kamusal yararlar genellikle doğrudan algılanamadığı için ön planda tutulmaz. Ancak diğerlerinden çok daha fazla küresel niteliğe sahiptir.
Ormanlarımızın tahrip edilmesi hava kirliliği, iklim değişikliği, küresel ısınma, biyolojik çeşitlilik kaybı, erozyon, çölleşme gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Her yıl atmosfere 207 milyar ton CO2 atılmaktadır. Dünya ise yıllık 204 milyar ton CO2 çekme kapasitesine sahiptir. Bu nedenle her yıl atmosferde 3 milyar tonluk CO2’nin birikimi söz konusudur. Bu durumun düzeltilebilmesi amacıyla yapılması gereken orman tahribatı ve benzeri eylemlere son verilmesi ve ağaç dikilmesidir.
Çölleşmenin etkileri
Çölleşme küresel ısınma, iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri sonucu toprak ve çevresel şartların bozulması olarak ifade edilir. Ülkemizde çölleşmenin en önemli nedeni erozyondur. Bunun yanında yanlış tarım teknikleri, ormanların tahribi, aşırı otlatma, su ve toprak kirliliği gibi nedenler de çölleşmeye neden olur.
Çölleşmenin yaşamsal önem taşıyan birçok sonuçları vardır. Verimsizleşen toprakta yetişen bitki örtüsü bozulur, ürün çeşitliliği azalır, kuraklık olur. Gıda ürünlerinin azalması kıtlık, göçler ve savaşlarla sonuçlanır. Bu nedenle çölleşme tüm ülkelerin ortak çevre sorunlarındandır.
Ozon tabakasının incelmesinin etkileri
Ozon tabakası atmosferde bulunan, Güneş’in zararlı ışınlarına karşı filtre görevi gören bir tabakadır. Ozon tabakasındaki olası bir incelme çevre ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyerek canlılar üzerinde genetik zararlara yol açar. İnsanlarda cilt kanserine yakalanma ve güneş yanığı olma riskini arttırır.
Ozon tabakası aynı zamanda Güneş’ten gelen ışınımların bir kısmını soğurarak Dünya’nın ısı dengesinin korunmasında da görevlidir. Ozon tabakasındaki incelme atmosferin gereğinden fazla ısınmasına neden olur. Bu durumda kutuplardaki buzullar erir, deniz seviyeleri yükselir ve pek çok kara parçası sular altında kalır. Kutuplarda yaşayan canlılar yaşam ortamlarını kaybedeceklerinden nesilleri tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalır. Tüm bu sonuçlar düşünüldüğünde ozon tabakasındaki incelmenin Dünya’mız ve yaşam için ne kadar önemli olduğu gözler önüne serilmektedir.
Küresel açlık ve yoksulluk
Herhangi bir önlem alınmadığı takdirde küresel ısınma, iklim değişiklikleri, biyolojik kaynakların verimsiz ve yanlış kullanımı Dünya’yı küresel açlık ve yoksulluğa sürükleyecektir. Bu durum bazı bölgelerde sellere, şiddetli yağışlara, kasırgalara, fırtınalara neden olurken bazı bölgelerde şiddetli kuraklıklara yol açacaktır. Devamında ise açlık ve susuzluk gelecektir.
Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri nedeniyle meydana gelen hava sıcaklığındaki artış ve ani değişimler suyun miktarını azaltacak, toprak verimliliğini düşürecektir. Bu sebeple ürün çeşitliliği de olumsuz yönde etkilenecektir. Tarımda üretimin düşmesi ile birlikte Dünya tarım ürünlerinin fiyatlarında artış olacaktır. Böylelikle küresel çapta açlık ve yoksulluklar ortaya çıkacaktır.