Fatih Sultan Mehmet’in Fetihleri ve Tarihleri
Osmanlı menbalarında Ebu-l-feth ünvanlıyla de anılan Fatih Sultan Mehmet irili ufaklı 17 devlet fethetmiştir.
Bunların beşi Müslüman, on ikisi Hristiyan hükümetidir. Bu on yedi devletin ikisi imparatorluk, dördü krallık, altısı prenslik, beşi dukalıktır.
Milliyetlere göre tasnif edildiği takdirde Fatih Sultan Mehmet’in dört İtalyan, üç Rum, dört Türk, üç İslav, bir Tatar–Türk, bir Ulah ve bir Arnavut ülkesi fethetmiş olduğu anlaşılır.
Tarih Sırası İtibariyle
- 1453 / 857 de Bizans imparatorluğunu, 1456 / 860 da Enez Ceneviz dukalığını, 1458 / 862 de Atina İtalyan dukalığını, 1459 / 864 de Sırbistan krallığını, 1460 / 864 de Mora despotluğunu, 1461 / 865 de Trabzon Rum imparatorluğunu.
- 1461— 1462 / 866 da Candar-oğulları beyliğini, 1462— 866 da Eflak prensliğini, gene ayni tarihte Midilli Ceneviz dukalığım, 1463 / 867 de Bosna krallığını, 1466 / 871 de bir krallık vaziyetinde bulunan Karaman Türk devletini, 1471— 876 da Alâiyye Beyliğini.
- 1475 / 880 de bir krallık şeklinde olan Kırım hanlığını, 1478— 1479 / 883 de Arnavutluk ülkesini, 1479 / 884 de Torul – Turul Beyliğini, gene ayni tarihte Yunan adalarından Zanta vesaire dukalığım ve nihayet 1480 / 885 de Hersek dukalığını fetih ve ilhak etmiştir.
- Bunlardan başka Dulkadir Beyliği ile Boğdan prensliğini de nüfuz ve hâkimiyet altına almıştır.
Bütün bu irili ufaklı müstakil ve yarı müstakil deniz ve kara devletlerinden başka Cenevizlerin Galata, Amasra ve Şimalî-Karadeniz müstemlekeleriyle başta Ağrıboz-Eğriboz olmak üzere Kızıl-adalar, Limni, Taşoz, Semendirek – Samothraki, İmroz vesaire gibi Marmara ve Ege adaları da Fatih Sultan Mehmet’in fütuhatındandır.
Ayrıca sıralanabilecek birçok kalelerle şehirler ve Otranto havalisi gibi müstemlekeler bu hesaba dâhil değildir. Bunlardan başka Fatih Sultan Mehmet’in ülkelerini tamamıyla zapt etmemek şartıyla mağlup ettiği devletlerin en mühimleri Akkoyunlu imparatorluğu, Venedik ve Ceneviz cumhuriyetleri, Macaristan ve Napoli krallıklarıdır.
Bütün Balkan yarımadasını Türk hâkimiyetine sokan, Karadeniz’i bir Türk gölü hâline getiren ve Boğazlar hâkimiyetini tamamlayıp Çanakkale ve İstanbul boğazlarını kapatan da Fatih Sultan Mehmet’tir.
Her halde Fatih Sultan Mehmet Sultan Mehmet Osmanlı devletinin değil, fakat Osmanlı imparatorluğunun müessisidir.
Fatih Sultan Mehmet büyük bir fikrin ana hatlarını tahakkuk ettirdiği halde ikmaline ömrü yetmediği için, ölüm günü Türk tarihinin en acı matem günlerinden biri demektir.
Dünya tarihinin en büyük şahsiyetlerinden olan bu muazzam dâhinin İtalya seferiyle başlayan son Garp ve hakikî hedefi kat’î surette malum olmayan son Şark seferinin çok büyük ve geniş bir plânla alâkadar olduğu muhakkaktır.
Bunun yanında tasavvurlarını en yakınlarından bile daima gizli tuttuğu ve hatta çok defa sefere çıkıldığı zaman bile nereye gidileceği pek belli olmadığı için, bu büyük plânın ne olduğunu bütün teferruatıyla tayin etmek kabil değildir.
Her halde bu meselenin mümkün olduğu kadar tetkik ve tespiti zarurîdir. Bizzat idare ettiği son seferin Kölemenler elinde bulunan Suriye ve Mısır’a müteveccih olduğu muhakkak gibidir.
Kendisiyle muasır olan ve hatta İstanbul fethinde maiyetinde bulunan müverrih Dursun Bey bu seferin Suriye ve Mısır’a müteveccih olduğundan bahsetmekle beraber «Cihet-i sefer taraf-ı Anadolu olduğu malum olundu. Ammâ Arap mı, Acem mi malum olmadı» demektedir.
O sırada Cem Sultan’ın bir kuvvet başında Suriye tarafına sevk edilmiş olması o istikamete delâlet edebileceği gibi.
Dursun Bey’in ima ettiği Akkoyunlu semti de hatıra gelebilir, Ak Şemseddin’in Fatih Sultan Mehmet’e yazdığı bir mektupta da her iki hedeften bahsedilmektedir.
Bununla beraber, donanma hazırlıklarına istinat eden bazı muahhar Garp menbalarında Rodos hedefinden bile bahsedilir.