Hizmet Sektörünün Türkiye Ekonomisine Etkisi | Coğrafya
Hizmet Sektörünün Türkiye Ekonomisine Etkisi azımsanmayacak kadar büyüktür. Hizmet sektörünü kısaca ulaşım, ticaret ve turizm sektörleri olarak ele alalım ve bu üç başlığı maddeler halinde inceleyelim. Konu anlatımımız 12. Sınıf Coğrafya ders notları ve kitaplarından derlenmiştir.
Hizmet Sektörünün Türkiye Ekonomisine Etkisi
Dünyada ekonomiye yön veren temel sektörler; tarım, sanayi ve hizmet sektörleridir. Gelişmiş ülkelerde hizmet sektörünün gayrisafi milli hasıla içindeki payı tarım ve sanayi sektörlerine göre daha fazladır. Ayrıca hizmet sektörü önemli oranda istihdam sağlayan sektörlerden biridir.
Hizmet alanlarının ekonomik ve sosyal gelişmelere bağlı olarak önem kazanması, hizmetler sektörünün sınıflandırılmasını gerekli kılmıştır. Farklı kriterlere göre yapılan sınıflamalardan en fazla kabul gören sınıflandırma, Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (GATS) kapsamında, Dünya Ticaret Örgütünün oluşturduğu sınıflandırmadır. Bu sınıflandırmada aşağıdaki şekilde belirtilen 12 hizmet alt sektörü yer almaktadır.
- Mesleki hizmetler
- Haberleşme hizmetleri
- Müteahhitlik ve ilgili mühendislik hizmetleri
- Dağıtım hizmetleri
- Eğitim hizmetleri
- Çevre hizmetleri
- Mali hizmetler
- Sağlıkla ilgili ve sosyal hizmetler
- Turizm ve seyahat ile ilgili hizmetler
- Eğlence, kültür ve spor hizmetleri
- Ulaştırma hizmetleri
- Başka yere dahil edilmemiş diğer hizmetler
Türkiye’de hizmet sektörünün gelişimi, Cumhuriyet tarihinden itibaren devam etmektedir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında ülke ekonomisinin temelini tarım sektörü oluştururken gerçekleştirilen iktisat kongreleri ve ekonomik sistemlerin değişmesiyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tarım sektöründen sanayi ve hizmet sektörüne doğru bir yönelim olmuştur.
Hizmet sektörünün ülkemizde olduğu gibi tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ön plana çıkmasında gelişen teknolojiye paralel olarak insan ihtiyaçlarının artması ve bu ihtiyaçların farklılaşması gibi faktörler etkili olmuştur. Türkiye, 80 milyonluk nüfusu ile çok önemli bir pazara hakimdir. Hizmet sektörü, bu büyüklükte bir nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak üzere bankacılıktan eğitime, sağlıktan inşaata, turizmden konaklamaya kadar yüzlerce alanda faaliyet göstermektedir.
Hizmet sektörü günümüzde hayatın her alanına girmiş ve gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) önemli bir bölümünü oluşturmuştur. Tarım sektörünün 80 yılda GSYH’nin %50’si seviyesinden ortalama %8 düzeyine gerilemesi, Türkiye’de ekonomik dinamiklerin değiştiğini göstermiştir. Türkiye’de tarımda çalışanların GSYH içindeki payı 1923’te %51 iken 2016’da %8’e gerilemiştir. Aynı dönemde hizmet sektöründe çalışanların GSYH içindeki payı %37’den %70’e ulaşmıştır.
Hizmet sektörü, GSYH’deki artan payının yanı sıra istihdam olanakları açısından da ekonomik kalkınmaya destek olmaktadır. Türkiye’de istihdam açısından en çok çalışanın yer aldığı sektör, hizmet sektörüdür. İstihdam edilen her iki kişiden biri bu sektörde çalışmaktadır. Hizmet sektörünün GSYH’ye katkısı %70 seviyelerindedir. Dolayısıyla hizmet sektörü, gerek istihdam gerekse ekonomik katkı açısından ülke ekonomisinin temelini oluşturmaktadır.
Bu verilerin yanında hizmet sektörünün gelecekte ülkemize olan en önemli katkısı, katma değer üretiminde olacaktır. Hizmet sektörü sayesinde sanayi sektörünün ortaya çıkardığı bir ürünün AR-GE çalışmasının, reklamının yapılması ve pazarlama faaliyetleri o ürünün daha değerli hale gelmesini sağlar. Bununla birlikte eğitim sektörünün ülkemize katacağı ekonomik değeri hesaplamak mümkün değildir. Bu alanda atılacak her adım, ülkemizin geleceğinin ve kendini yetiştirmiş nesillerin garantisi olacaktır. Bu nedenle hizmet sektöründe eğitimin katma değeri büyüktür.
1- Ulaşım Sektörünün Ekonomiye Katkısı
Ulaştırma; ülkemiz için sosyokültürel, siyasi ve özellikle ekonomik bakımdan büyük önem arz etmektedir. Ülkemizin ekonomik kaynaklarının iyi bir şekilde işletilmesi, iç ve dış ticaretin geliştirilmesi ancak muntazam bir ulaşım ağı ile mümkündür. Ulaştırma sektörü, sanayi ve tarım gibi mal üreten bir sektör değildir ancak diğer sektörlerin üretkenliği üzerinde etkili ve gerekli olan önemli bir sektördür. Türkiye’de kalkınmayı hızlandıracak en önemli etken, ulaştırma sektöründeki yatırımların dengeli ve planlı bir şekilde yapılmasıdır. Örneğin son yıllarda hava yolu ulaşımı alanında yapılan yatırımlar uçuş yoğunluğunun önemli oranda artmasını sağlamıştır.
Ulaştırma sektörü, ekonomik fonksiyonlarının genişliği ve yüksek ulaştırma potansiyeli ile milli ekonominin kalkınmasında ve gelişmesinde en önemli rolü oynayan sektördür. Ulaştırma sektörünün başlıca amacı; ekonomik gelişmenin ve özellikle sanayileşmenin gerektireceği ulaştırma talebini emniyetli, süratli, güvenli, verimli şekilde ve minimum maliyetle gerçekleştirmektir.
Türkiye’nin milli gelirinde %7 civarında bir paya sahip olan ulaştırma sektörünün ekonomi üzerindeki etkilerini sıraladığımızda:
- Günümüzün iş ve hayat düzeni, ulaştırma hizmetlerinin aksamadan işlemesine bağlıdır.
- Ulaştırma hizmetlerinin geliştirilmesi, üretim faktörlerinin hareketliliğini ve verimini artırır.
- Gelir dağılımının düzenlenmesine fayda sağlar.
- Ulaştırma sektörü 1 milyondan fazla kişiye istihdam sağlar.
2- Ticaret Sektörünün Ekonomiye Katkısı
Ticaret; üreticiden tüketiciye kadar uzanan taşıma, depolama, tezgahlama ve ambalajlama gibi bir çok işlemi kapsar. Daha yaygın bir tanımla kazanç amacı taşıyan bütün faaliyetler, ticaret kelimesi ile ifade edilir. Ticaret sektörü, iç ticaret ve dış ticaret olmak üzere iki kısımda ele alınır. İç ticaret; kar amacıyla yapılan, sadece ham maddelerin ve mamul maddelerin satımıyla ilgili faaliyetleri kapsar. Dış ticaret ise malların ve sermayenin ülke dışına aktarımı ile ilgilidir. Dış ticaret, dış alım (ithalat) ve dış satım (ihracat) olmak üzere iki şekilde gerçekleşir. Türkiye’de gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) hesaplamalarında ticaret, turizm ve ulaşım gibi hizmet sektörleri yaklaşık %32’lik oranıyla önemli paya sahiptir.
Türkiye’de iç ve dış ticaret oldukça canlı bir yapıya sahiptir. Dış alım ve dış satımdaki bu canlılık ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilemektedir. Türkiye, Dünya Bankası 2017 yılı Nisan ayı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda, 2016 yılında, satın alma gücü paritesine (SGP) göre dünyanın 13. ve Avrupa’nın 5. büyük ekonomisidir. Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerde kolaylık sağlayan Gümrük Birliği Anlaşması, Türkiye ticaretinde AB ülkelerinin büyük bir yer kaplamasını sağlar. Türkiye’nin ticaret ortakları içinde AB birinci; AB’nin ticaret ortaklarında ise Türkiye dördüncü sıradadır.
Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı dış ticaret verilerine göre ihracat, 2017 yılı Ekim ayında bir önceki yıla göre %9, ithalat ise %25 artmıştır. 2017’de en çok ihracat yaptığımız ülke Almanya iken bu ülkeyi İngiltere, ABD ve İtalya takip etmektedir. İthalatta ise ilk sırada Çin yer alırken Çin’den sonra Almanya, Rusya ve İtalya gelmektedir.
3- Turizm Sektörünün Ekonomiye Katkısı
İnsanlar, tarihin her döneminde değişik nedenlerle seyahat etmiştir. Günümüzde ise sanayinin gelişmesi, refah düzeyinin yükselmesi ve insanların dinlenme, gezme ve keşfetme ihtiyaçlarının artması turizmi daha önemli hale getirmiştir.
Türkiye, coğrafi konumunun etkisiyle çok büyük bir turizm potansiyeline sahiptir. Yer şekilleri ve iklim çeşitliliği, tarihi ve kültürel değerlerin zenginliği Türkiye’de golf, dağcılık ve kültür turizmi gibi çeşitli turizm faaliyetlerinin yapılmasına imkan tanır.
Türkiye’de turizm geliri, 2016 yılında bir önceki yıla göre %29,7 azalarak 22 milyar 107 milyon 440 bin dolar olmuştur. Ülkemizde turizm gelirlerinin en yüksek olduğu alan deniz turizmidir. Akdeniz ve Ege kıyıları deniz turizmi için caziptir. Sosyal ve ekonomik bir olay olarak 20. yüzyıla damgasını vuran turizmin önemini şöyle açıklayabiliriz:
- Turizm, milyonlarca insanı üretici ve tüketici olarak ilgilendirir.
- Turizm, sağladığı döviz gelirleri ile dış ticaret bilançolarının düzeltilmesini sağlayan bir faktördür.
- Turizm, ekonominin itici ve sürükleyici bir elemanıdır.
- Doğal ve kültürel çevrenin korunması ve değerlendirilmesini sağlayan bir faktördür.
Turizmin Türkiye ekonomisi için önemi büyüktür. Çünkü ülkemizin turizm potansiyeli azımsanmayacak bir düzeydedir. Zengin doğal ve tarihi alanlar Türkiye’ye her yıl binlerce turistin gelmesini sağlar. Artan turizm yatırımları ve turistik alanların tanıtımı ile bu sektörün ekonomideki payı artmıştır. Dış ticaret açığını azaltmada ve döviz girdisi sağlamadaki önemi ile turizmin ekonomideki yeri daha da önem kazanmaktadır.