Osmanlı El Sanatları Nelerdir Kısaca Bilgi
Osmanlı El Sanatları : Osmanlı Erken ve Klasik Dönemi’nde mimari dışında ahşap ve taş işlemeciliği, dokumacılık, çinicilik ve hat sanatı da önemli gelişme gösterdi. Bu sanat dalları ve özellikleri genel olarak şunlardır:
Osmanlı El Sanatları İsimleri
- Ahşap ve Taş İşlemeciliği
- Dokumacılık
- Çinicilik
- Hat Sanatı
Osmanlı El Sanatları Ahşap ve Taş İşlemeciliği
Ağaç ve yan ürünlerinin işlemeye elverişli yapısından dolayı ahşap işlemeciliği, kapı ve pencere kapaklarında, bilhassa minberlerde yaygın bir kullanım alanı buldu. Taşa uygulanan bütün teknikler ahşaba da uygulanmış olup daha kolay işlenebildiği için ahşap taştan daha zengin bezeme tekniklerine sahipti.
Ahşap işçiliğiyle uğraşan sanatkarlara “neccar” denilirdi.
İlginizi Çekebilir : Bestekar Olan Padişahlar ve Şiirleri
Ahşap işçiliğinde en çok kullanılan malzeme sedir, ceviz, kestane, elma, armut, abanoz, şimşir, gül, kiraz ağaçlarıdır. Kesildikten sonra su havuzlarında bekletilen ağaçlar öz suyundan tamamen arındırılıp kurtlanmaya karşı kireç kaymağıyla terbiye edilirdi. Ağaç, neme karşı dayanıklı hale getirilmesi için bezir yağı vb. Yağlarla doyurularak işlendikten sonra sandal yağı gibi koruyucularla beslenip cilalanırdı.
Ağaç üzerinde veya diğer ahşap bir malzemede, mobilyada belirlenmiş desen ve çizimlere göre oyulmuş yuvalara gümüş sedef vb. Süs maddeleri yerleştirilerek yapılan süsleme sanatına ise “kakmacılık” denir.
Taş işlemeciliği, Türk mimarisinin temel unsurlarından biridir. Devrine göre şehir ve kasabalarda taş işlemeciliği ile yapılan eserler; dini (Cami, mescit, tekke, türbe), eğitim (medrese, mektep), sağlık (darüşşifa, bimarhane) şeklinde gruplandırılabilir. Yine sofalarda ve pencere önlerinde sıkça rastlanan, renkli taşlardan meydana getirilmiş taşmozaik yer döşemeleri taş işçiliğinin farklı bir çeşidini oluşturmaktaydı.
Taş işçiliğinin en yaygın biçimini oyma ve kabartmalar teşkil eder. Bu uygulama, taş üzerine nakkaşın hazırladığı resim iğneleme işleminin ardından kömür tozuyla ve silkme usulüyle zemine aktarılır, fırça veya kalemle tespit edildikten sonra taşçılar tarafından işlenerek yapılırdı.
Osmanlı El Sanatları Dokumacılık
Dokumacılık; pamuk, keten, kadife, ipek, yün vb. Malzemenin elde edilmesinden kullanıma hazır hale gelene kadar (kumaş, halı, kilim vs.) geçirdiği sürecin tamamına verilen addır. Osmanlı dokuma sanatının gelişmesinde Türkiye Selçukluları ve Anadolu beylikleri devri dokumalarının payı büyüktür. Dokuma sanatı, Osmanlı Devleti’nin iktisadi, sosyal ve ticari hayatında çok önemli bir yere sahipti. Dokumacılık, bir saray sanatı olarak Devlet hazinesine büyük gelir ve kar sağladığı için gelişmesini Devlet kontrolü altında sürdürülüyordu. Özellikle ipek kumaşlar, Osmanlı törenlerinde ve yüksek sınıf kültüründe, sosyal konum belirleyicisi olarak önemli bir yere sahipti. En yetenekli sanatçıların çoğu kumaş desencileri olarak çalışırlardı.
Türk tarihinin en eski dönemlerinden itibaren dokumacılık sektörünün en önemli kolu ise kilim ve halıcılıktı. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan kilim ve halı işlemeciliği çeşitli dönemlerde farklı üslup ve tarzda hayat bulmuştu. Anadolu insanı duygu ve düşüncelerini kilim ve halılara işlemişti. 14. Yüzyılda Türk kilim ve halılarında genelde geometrik motifler ve kûfi yazılı kenar şeritleri yanında stilize hayvan figürleri de motif olarak kullanıldı. Daha sonra ise hayvan figürlerinin yerini baklava motifleri ve soyut bitkisel motifler aldı.
İlk Osmanlı saray halılarının renklerinde tatlı bir kırmızı, sıcak bir sarı, koyu mavi ve çimen rengi Yeşili kullanıldı. Osmanlı halıları genelde ipek gibi yumuşak bir yünden yapılırdı. 15. Yüzyıldan itibaren halı sanatında çiçek dekorlu, madalyon ve yıldız motifli çeşitli zengin süslemeler yer aldı. Özellikle gördeş düğümü ile yünden dokunmuş olan uçak halıları madalyonlu ve yıldızlı halıların en güzel örneklerini teşkil etmiştir.
Osmanlı El Sanatları Çinicilik
Çinicilik, kil topraktan yapılan levhaların genellikle çiçek resimleriyle bezenip fırında pişirilmesi sanatıdır. Çini sanatında, İznik ve Kütahya, Osmanlı Devleti’nin en önemli çini ve seramik merkezleri idi. Öyle ki bu şehirlerde yüzlerce çini imalathaneleri kurulmuştur. Osmanlı çini ustaları başta Camiler olmak üzere birçok askeri yapıları, sarayları, konakları ve türbeleri çinilerle bezediler. Çinilerle süslenen Osmanlı eserleri, bütün dünyada haklı bir şöhrete sahip oldu. Osmanlı eserlerinde kullanılan çinilerde genelde Türk mavisi, domates kırmızısı, mor, sarı ve yeşil gibi renkler kullanıldı.
Çinilerle bezenmiş Osmanlı eserleri arasında Bursa’daki Yeşil Cami ve Yeşil türbe; Topkapı Sarayı ve İstanbul’un birçok Camileri özellikle sultan Ahmet Cami Osmanlı çiniciliğinin en güzel örnekleri arasında gösterilebilir.
Osmanlı El Sanatları Hat Sanatı
Yazı veya çizgi anlamına gelen “hat”, güzel yazı yazma sanatıdır. Hat sanatı ile uğraşanlara ise “Hattat” denilir. Türk kültür hayatına İslamiyet’in kabulünden sonra girmiş olan hat sanatı asıl gelişimini Osmanlı Dönemi’nde gösterdi. İstanbul’un fethinden önce hat sanatı, Amasya ve Edirne’de gelişmeye başladı. Bu şehirlerde önemli hattatları yetişti.
16.Yüzyılda yetişen en önemli hattatlardan biri olan Amasyalı Şeyh Hamdullah (öl.1520), Osmanlı hat sanatının gelişmesine önemli katkıda bulundu.
16.Yüzyılın ünlü hattatı ise Ahmet Karahisari’dir (öl. 1556). Hat sanatına farklı bir üslup getiren Ahmet Karahisari’nin en önemli eseri, Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği üzerine yazmış olduğu ve halen Topkapı Müzesi’nde muhafaza edilen büyük ebattaki kur’an-ı Kerim’dir. Diğer eserleri arasında piyale paça Cami yazıları ve Süleymaniye Cami kubbe yazıları bulunmaktadır.
- Ebru Sanatı: Osmanlı’da ebru sanatının bilinen en eski örneği 15. yüzyılda görülmüştür. Ebrunun kendi başına bir sanat geleneği haline gelmesi Osmanlı sanatkarlarının elinde olgunlaşması ve gelişmesi neticesinde meydana gelmiştir.
- Tezhip sanatı: Tezhip sanatı, Kuran-ı Kerim’in ve el yazması kitapların sayfalarını süslemek için kullanılmaktaydı. Ayrıca tezhip sanatkarlarlarının görevleri arasında padişah tuğralarının etraflarını süslemekte vardı.