Ekonomi

Rant Nedir? / Rant Çeşitleri Nelerdir?

Toprak veya doğa deyimleri ile açıklanan üretim faktörü, üretim amacıyla kullanılabilen topraklarla birlikte, toprak altı ve toprak üstü zenginlikleri de içine alan bir kavramdır.

Yani ekilebilir topraklar yanında, madenler, petrol yatakları ve yer altı suları gibi doğal kaynaklarla orman ve sular gibi yer üstü kaynaklar da bu kavramın içine girmektedir.

Bir üretim faktörü olarak toprağın en önemli özellikleri şunlardır:

  • Toprak miktar bakımından sınırlıdır, kıt bir kaynaktır.
  • Bir başka yere taşınması imkânsızdır, toprak nerede bulunuyorsa ancak orada üretime katılabilir.
  • Çoğaltılmaları mümkün değildir. Yani, ne insan gücü ne de sermaye gibi zamanla arz miktarlarını arttırmak söz konusudur.
Madenler, petrol kaynakları, ormanlar ve sular; toprak altı ve toprak üstü zenginliklerdir.
Madenler, petrol kaynakları, ormanlar ve sular; toprak altı ve toprak üstü zenginliklerdir.

Toprak faktörünü ellerinde bulunduranların üretimden aldıkları paya rant adı verilmektedir. Rant, İngilizce “rent” sözcüğünden gelmektedir ve kira anlamını taşır.

Ancak bu terim günlük konuşmalarımızda kullanılan kira deyiminden çok farklıdır. Günlük yaşantıda araba, traktör veya kamyonun kirasından ya da ev, apartman, iş hanı veya çiftlik kirasından söz edilebilir.

Bu sayılanlardan otomobil, traktör ya da kamyon kirasının içinde rant unsuru hiç yoktur. Çünkü kiraya verilen bu araçlar doğal kaynak değil sermaye mallarıdır.

Buna karşılık ev, apartman ve çiftlik kirasının içinde toprak unsurunun payı olmakla birlikte, üzerine sonradan bina ve tesisler yapmak için insanlar emek ve sermaye yatırmışlardır. Bunlardan elde edilen rant ise kira geliri olarak adlandırılmaktadır.

Ekonomistler rantın var oluş nedenini toprağın insan ihtiyaçlarına göre kıt olmasına bağlarlar. Topraksız herhangi bir üretimin yapılabileceğini düşünemezler.

Oysa insan toplulukları kalabalıklaştıkça onların yerleşmesi, konut yapımı ve beslenebilmesi için daha çok toprağa ihtiyaç duyulmuştur. Toprağın sınırlı bulunması ve çoğaltılamayan mallardan olması dolayısıyla bir süre sonra bu kıt kaynağın kullanılması için bir bedelin ödenmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

Rant Çeşitleri Nelerdir?

Rant çeşitleri kısaca aşağıdaki gibi sıralanabilir;

  1. Mutlak rant (kıtlık rantı): Toprağın kıt olması sonucu ortaya çıkmıştır.
  2. Diferansiyel rant (farklılık rantı): Rantın etkisini azaltmak için ortaya çıkmıştır.
  3. Tekel rantı: Toprak sahiplerinin rekabeti sonucunda ortaya çıkmıştır.
  4. Maden rantı: Madenin değişik alanlarda üretilip aynı fiyata satılmasına denir.
  5. Şehir mevki rantı: Şehirdeki apartman, dükkan gibi taşınamaz malların şehir merkezine veya yerleşim bölgelerine olan yakınlığı sebebiyle ortaya çıkan diferansiyel ranttır.

1) Diferansiyel (verimlilik) Rantı

Tarım arazilerinin farklı kalitede olmasından doğan ranta diferansiyel rant ya da verimlilik rantı adı verilir. Üretim için her ne kadar en verimli topraklar tercih edilse de artan nüfus sebebiyle ortaya çıkan ihtiyacı karşılamak için üreticiler tarım yapmak amacıyla yeni toprak arayışı içerisine girerler.

İlk etapta en verimli topraklarda tarım yapıldığı kabul edildiği için, genişleyen nüfus ve ihtiyaç halkasıyla birlikte giderek verimliliği daha az olan topraklarda tarım yapılmaya başlanır ve topraklar arasındaki bu verimlilik farkı bizi farklılık rantına ulaştırır.

2) Şehir Mevki Rantı

Tarım arazilerinin kente farklı uzaklıkta olmaları nedeniyle doğan ranta mevki rantı denmektedir. Mevki rantı da bir diferansiyel ranttır. Örneğin arazilerin verimlilik dereceleri aynı olan bir şehir ve onun etrafında daire şeklinde gittikçe açılan tarım arazileri olduğunu varsayalım. Bu arazilerde aynı türden ürün üretildiği hâlde şehre en uzak olan işletme en fazla taşıma gideri ödeyen işletmedir.

En uzakta bulunan bu işletmenin üretime devam edebilmesi için fiyatlar bu işletmenin maliyeti yanında taşıma giderlerini de karşılayabilecek düzeyde oluşacaktır. Bu durumda en uzak işletmeye göre şehre daha yakın olan işletmeler, şehre yaklaştıkça miktarı artan bir rant elde edebileceklerdir ki bu da mevki rantıdır.

Ev ve iş yerinin şehir merkezine yakınlığı şehir mevki rantını yaratır.
Ev ve iş yerinin şehir merkezine yakınlığı şehir mevki rantını yaratır.

3) Maden Rantı

Bir maden değişik alanlarda farklı maliyetle üretilip aynı fiyatla satılabilmektedir. Ancak, yüzeye daha yakın olan madenlerin üretimi daha kolay ve maliyeti düşük olduğundan rantı daha yüksektir.

İktisat Literatüründe Rant ve Rant Arama nedir?

Rant kelimesine gündelik hayatta çok farklı anlamların yüklenmesi söz konusudur. Sözlük karşılığı olarak “kira” anlamında kullanıldığında, bir malı belli bir süre kullanma karşılığı ödenen bedel olarak algılanması söz konusudur. İktisadi açıdan ise rant, sözlük anlamından oldukça farklı bir anlam ifade etmektedir. Buna göre rant; kıt üretim faktörlerinin özellikle de toprağın belirli bir süre için kullanımı karşılığında ödenen bedeldir.

Günümüz iktisat literatüründe ise “rant” kavramından “rant arama” kavramına doğru bir evrimin yaşandığını vurgulamalıyız. Bu bağlamda rant arama; bazı grup ve bireylerin politik mekanizmalardan kaynak transfer edebilmek için yaptıkları faaliyetler sonucunda ortaya çıkan kayıpları içermektedir.

Rantın bu anlamıyla birlikte onun ortaya çıkışı artık yalnızca doğal mekanizmalara bağlanmamakta (toprağın kıtlığı gibi), yapay olarak yaratılan politik içerikli rant kavramı da meselenin içine dahil edilebilmektedir.

Aslında yaşanan evrimin sonucunda, kavramın zenginleştiği ama içeriğinin değişmediğini dikkatli bir okuyucu hemen kavrayabilir. Her iki kavram için de ortak bir yön öne çıkmaktadır; o da rantın ve rant aramanın getirisinin, hiçbir “emek harcanmaksızın” elde edilen kazanımlarla niteleniyor olduğudur.

Klasik (Liberal) Politik İktisatçılarda Rant Nedir?

Burada ismi anılacak klasik politik iktisatçıların üçü de rant olgusunu toprak mülkiyetiyle ilişkilendirmekte; toprak mülkiyetinin iktisadi açıdan gerçekleşmesi yani ‘değer üretmesi’ durumunu, bu olgunun merkezine oturtmaktadır.

Klasik politik iktisadın babası olarak kabul edilen A. Smith’in toprak rantının etkileri konusundaki en temel vurgusu; tarımsal ürünün fiyatını belirleyen unsurun toprak rantı olmadığı, ‘toprak rantını belirleyen unsurun ürünün fiyatı olduğu’ saptamasıdır.

Smith’e göre toprağı kullanmak için ödenen bedel olarak tanımlanan rant, toprağın fiili koşullarına göre kiracının ödeyebileceği bedelin en yükseğidir.

Toprak sahibi toprağını çiftçiye kiralarken, çiftçinin üretimde kullandığı sermaye, bölgede kullanılan sermayeye eşit bir ortalama karla korunmasına yetecek kadar bir pay bırakır. Bu kiracının zarar etmemesine neden olan en düşük paydır.

Toprak sahibi ise ürün bedelinin bu payı aşan bölümünü toprak rantı olarak kendine almaya çalışırken, bu da fiili koşullarda kiracının ödeyeceği en yüksek fiyat olacaktır. Bu koşullarda toprak rantı, genellikle toprak sahibinin, toprağını iyileştirilmesi için kullandığı sermayenin karı ya da faizinden başka bir şey değildir.

Bu durumda rantın miktarı, toprak sahibinin harcadığı ya da kabul edeceği miktar oranında değil, çiftçinin ödeme gücü oranında belirlenir. Aynı zamanda bunda talep koşulları da etkilidir.

Pazar koşullarında oluşan ortalama fiyat, sermayenin karı + ürünün yeniden yerine konması için gerekli miktardan fazlaysa, ürün sahibine rant ödenir. Bu durumda ürüne olan talep, ürün fiyatını yükselterek toprak sahibine rant öderken, talep yüksek değilse, bu ödeme bazen olur, bazen olmaz.

Türkiye’de dönemsel olarak uygulanan iktisat politikaları bağlamında rant yaratma mekanizmaları ve rant arama faaliyetlerinde farklılaşmalar görülmektedir.

Ancak her dönem için görülen en önemli zaaf, Doğu Asya ülkelerinde yeni sanayi ve teknolojilerin gelişiminde kilit rol oynayan rant yaratma faaliyetiyle ilgili yukarıda dikkat çekilen dört unsurun hiçbir şekilde başarılamamış oluşudur.

1960–1980 döneminde uygulanan ithal ikameci sanayileşme politikaları doğrultusunda rant yaratma mekanizması özellikle ithalat yoluyla ortaya çıkmış; “kota arama” ve “lisans arama” faaliyetleri yoğun olarak görülmüştür.

Bu dönemde ithalatın lisans, izin ve kotaya bağlanması bazılarının resmi fiyattan almaya çalıştığı dövizi kararnameyle başka kesimlere aktarma anlamına geldiğinden, rant arama faaliyetlerinin yoğunluğu artmıştır. Ara mal ithalatında düşük kurdan döviz alabilen bazı sanayi çevreleri nihai mal üretiminde aşırı karlar elde etmişlerdir.

Bu dönemde ayrıca KİT’ler özel sektöre piyasa fiyatının çok altında ara girdi satarak, özel sektöre önemli rantlar aktarmışlardır. Ayrıca banka kredi faiz oranlarının enflasyon oranının altında tutulması yoluyla sanayi kesimine aktarılan rantlar, bir hesaba göre 1977 yılı ulusal gelirinin %8’ini bulmaktadır.

Tüketici ve Üretici Rantı – Vergi Yansıması
[wp-faq-schema accordion=1]

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu