Ülkelerin Gelişmişlik Düzeyleri
Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri konu anlatımı 12. Sınıf Coğrafya ders notları ve kitaplarından kısaca özet olarak derlenmiştir.
Ülkelerin Gelişmişlik Düzeyleri
Gayrisafi Milli Hasıla
Bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin toplam değeri gayrisafi milli hasıladır (GSMH). GSMH, ülkelerin refah seviyesinin belirlenmesinde önemli bir ölçüttür. Bir ülkede üretim ve hizmetin artması aynı zamanda refahın da artması demektir.
Ülkelerin refah seviyesinin artması için milli gelirin ülke içinde eşit bir dağılış göstermesi gerekir. Toplumun bir kesiminin geliri artarken diğer kesimin gelirinde sabitlik veya azalış söz konusu ise o ülkede refahtan söz edilemez. GSMH, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri ayırt etmek için yeterli bir ölçme aracı değildir.
Bir ülkenin okuryazarlık, özgürlük, güvenlik, beslenme gibi alanlarındaki durumu da gelişmişliğin belirlenmesinde etkilidir.
İnsani Gelişme Endeksi
Gelişmişliğin yalnızca ekonomik göstergelere göre ölçüldüğü yaklaşımlara alternatif olarak Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) 1990 yılından bu yana her yıl İnsani Gelişme Endeksi Raporu yayımlamaktadır.
İnsani Gelişme Endeksi’nde gelir düzeyinin yanında sağlık ve bilgi de temel kıstas olarak görülür. Bu üç kıstasın bir ülkede yeterli derecede bulunması gelişmişlik için bir anahtardır. Buna göre ekonomi, ülkelerin refah seviyesine ulaşmaları için amaç değil araçtır.
İnsani Gelişme Endeksi; dünya üzerinde eğitim, sağlık, bireysel özgürlük, yeterli beslenme, güvenlik, gelir düzeyi, okuryazarlık oranı gibi konularda evrensel bir gelişimi hedefler. Buna göre dünya nüfusunun 2015’te 7,3 milyarın üstüne çıkmasına rağmen 1 milyarın üzerinde insan da aşırı yoksul sınıflamasının dışına çıktı. 2,6 milyarın üzerinde insan, temiz içme suyu kaynaklarına ulaşabildi.
Beş yaş altı çocuk ölümleri 1990-2015 arasında yarıdan fazla azalma gösterdi. 90’lı yıllarda orman kaybı 7,3 milyon hektar iken son yedi yıllık dönemde 3,3 milyon hektara indi.
Kadınların dünya genelinde parlamentolarda yer alma oranı 2016’da %23’e yükseldi. 1990’dan bu yana küresel çapta önemli gelişmeler yaşansa da dünyanın pek çok yerinde hala su sıkıntısı, açlık, şiddet, cinsiyet eşitsizliği ve yoksulluk gibi konularda pek çok ülke ya da bölge zor şartlar altındadır.